Yanlış trenden indin seni şehrin aynasından geçirdiler
Sana baktım yıllarca hep aynı özlem penceresinden
Yürüyen ve kaçan yalın ve çocuksu özlem penceresinden
Denize karsı küçüle küçüle giden evleri
İnce ince karşılardın olağan karşılardın
Şen dünya içinde sen dünya içinde bir avuç şen dünyaydın sen
Ne zaman yandi elin
Ne zaman yakti ellerini hatiram
Ne zaman bir yuzuk gibi takti hatiram
Bu gizli ve aci isareti, gelin
Sen gecenin gündüzün dışında
Sen kalbin atışında kanın akışında
Sen Şehrazat bir lamba bir hükümdar bakışında
Bir ölüm kuşunun feryadını duyarsın
Sen bir rüya geceleyin gündüzün
Kendi yastıklarına gölge salmasın
Çocuklarının öpüşleri onlara anlat
Onlara anlat yağmur karşılıklı yağar
Ruhların içindeki müzikle karşılıklı
Kapalı çarşı içinde bir sigara
Bir keman kılıfı senin saçlarına sürünen yağ
Polonyanın kanı beyazdı
İsyan bir bayraktı süt içinde
Porselenlerden yapılmış Polonya
Kırılan heykel ve heykel aşkları
Ve Venüsün kırık kolu Polonya
Doktor bir kavisim var bir kavisim var
Geçen günden beri bir kavisim var
Ondan bir akıntı mıdır yarasalar
Bir kavis önünde linç mi demek kurtarılacak bir kent ki
Yeşil bir toprak selameti
Bir kabrin bir cihanlık cömertliği cesareti
Bir de bakalım Leyla köşesinden
Aşkın kadın adlı penceresinden
Bırakmıştı kendini yazılmış olana
Susmak ve konuşmamak denen cana
Evlenmişti ve görünüşte mutlu
Şimdiden memnun ve gelecekten umutlu
Balmumundan bir şehir arkadaşlar ülkesi
İçinde yanar durur yalanın lambaları
Benim hakkımda yalan, senin hakkında yalan
Kapadılar sonunda sana çıkan yolları
Yine de suç benimdir, onların değil benim
I.
Benim yalnızlığımdan
Damıtılmış çeşmeler
Kurumuş unutulmuş
Ceşmelerin akışıyım
40.
Konuşacak Mehdi
Geldi derleniş günü
Derleniş toparlanış vakti
Artık her gün her gece
Bir kadir günü ve gecesi
Diriliş
(Sezai Karakoç Anısına)
Göklerden gelen karardı
Kader bu seni bizden aldı
Sürgünden ebedi alemi vuslata
Gidişin üzdü ustaların ustası
Güz yaprakları düştü dalından
Güller soldu senin yasından
Biz kalırken yalnızlık aleminde
Vedanla sürgün son bu ...
“Yaş 35 yolun yarısı eder.” diyen Cahit Sıtkı, bu sözünün üzerinden birkaç yıl geçtikten sonra öldü. “Uzatma dünya sürgünümü benim.”
diyen Mona Roza şiirinin şairi 88 yaşındaki Sezai Karakoç'un dünya sürgününün sona ermiş olmasının derin hüznü içindeyim.. oysa ki sürgün âleminden leylasına k ...
İki Banyo Arası - Haiku
Az da yaşasa
Çok da yaşasa insan
Hikâye aynı
Doğunca ebe
Ölünce gassal yıkar
Hikâye biter
Zoru başarmak
İki banyo arası
Temiz yaşamak
İşte böyle örnek bir yaşam süren, gönül insanı, değerli üstadımızı kaybetmenin üzüntüsü ...