Varıp vestiyere sunup kalbini
Yaşarken kazdırdım deme kabrini
Elbette taşıran vardır sabrını
Gözünden akan yaş ırmaktan gelmez
Önce beni ara,sonra bendini
Bu bir düğün herkes neşe içinde
Gelin damat köşkü köşe içinde
Üçbeş kişi ayrı meşe içinde.
Gözleri memet'e takılmış gitmiş
Ölmeden ağıtlar yakılmış gitmiş.
Değirmenci dayı der
Sanma ipe un serer
Âhı dağları deler
İçin çeker ansızın.
Bu çark nasıl, çark ulan
Hayat bana bir çok şeyi öğretti
İnsanları tanımadım neyleyim
En acıklı türküleri söyletti
Çâre bile bulamadım neyleyim.
Diren dedim şu gönlüme ölsende
Bahtı kara gelmişim bu dünyaya,
Bin hayâlle dalmışım bir rüyâya.
Şikayetim kula değil Mevlâya,
Bu dünyada bir tek dostum yoğumuş,
ölem ölem yoğumuş ölem ölem
Bu dünyadan göçüp giden yolcular
Sırat köprüsünde görünürsünüz
Katlime fermanı olan avcılar
Ahıma gelmeyin sürünüzsünüz.
Benide götürün yalan dünyadan
Kısa düşer sözlerim
Mânâsız çırpınışım
Fâliyette közlerim
İçten içe yanışım.
Hedefsiz hiddetlerim
Bu gece bir rüyâ gördüm,
Deprem oluyor köyümde.
Allâh bilir hayra yordum,
Yaşam kadar hâk ölümde.
Kerpiç ev altımdan kaydı
Bu gidişe bitiş deme geliş var,
Bilirim ki gerçekliğe dönüş var.
Umutların mumlarında sönüş var,
İrâde sendedir, bende, eldedir.
Bazen gitmek bir ayrılık değildir,
Gösterişe gelmem sevmem ihtişam
Gerek yoktu sana hatırlatmaya
Başından sonuna kadar muhteşem
Kıyamadım aşkı çatırdatmaya.
Durmuyor yerinde hani bu gönül
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!