Omuz omuza verdi dedeler
Arkalarından gitti nineler
Ayaklar yalın sırtta mermiler
Kucağında bebesi anneler
Esaret altında yaşamaksa
Maşa olup hey dost elden ele gezme
Seni tutan elle ateşe elleme
Bırak o eli kendi ellesin sene
Ateş tutmak nasılmış öğrensin sene
Kimler olursa olsun maşa sen olma
Şu dağlarında dağlarına
Vurgunun vurgunun yaylasına
İçsem bir suyunu kana kana
Vurgunun vurgunun yaylasına
Baksam yayla güzelinin tadına
Yağmur yağar ıslanırım
Aklına acep gelir miyim
Merak etme ıslanan benim
Umrunda değilim ben senin
Yalanlar söyledin bana
Yazı da kışı da bir olmuş
Bizim yaylalar veran olmuş
Bacadan duman tütmez olmuş
Komşular da bir bir yok olmuş
Yayla yolları şenlenirdi
Tepe üstün den gözledim
Bende köyümü özledim
Evler olmuş birer ören
Nerede içindeki duran
Çil horuz kedi kalmamış
Ey insanoğlu geldi hazan zamanı
Dökülüyor ağaçların yaprakları
Yaprağında kalmadı gücü dermanı
Dökülür dallardan bir bir yaprakları
Sanki yalvarıyor yaprak rüzgara
Ömrüme yar ömür katar mısın
Yoksa beni alır satar mısın
Müzelik diye de saklar mısın
Gönül güzelim beni neylersin
Ağzı var dili de yok mu dersin
Alışamadım senin yokluğuna
Geliyor sandım kapı açıldıkça
Bana seslenişin kulaklarımda
Mümkün değil dost seni unutmam da
Rüyalarımda olsun gel görüyüm
Dalından kopardılar gülümü
Koklayıp sevemedim gülümü
Benden kopardılar gülümü
Kıydılar bize de gülüm gülüm
Ağlayıp da gülemedim gülüm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!