LÂL
Lâl bugün güvercinler,
Duyamadım sesini.
Gezinir içerimde,
Derin ince bir sızı.
Tutturmuşlar bir yol herkes gidiyor.
Doğru mu yanlış mı diye soran yok.
İnsanoğlu halden hale giriyor.
İyi mi kötü mü diye soran yok.
Menfaatler gözleri kör ediyor.
Rüzgârda savrulur ömür neylersin,
Hayatı hoyratça kömür eylersin,
Bugünden yarına hüzün peylersin,
Sanki yorgun zorla yürür gibisin.
Sözlerin dertleri dertlere ekler.
Yazık soldu gülüm, daha dermeden,
Bundan sonra sefalar senin olsun.
Geçiyor yıllar yar bana, yüz vermeden.
Bundan sonra sefalar senin olsun.
Ben her gün dertlere dert ekliyorum.
Deniz feneri, tam ortasında dalgakıranların,
Her gün, her saniye, mevsim be mevsim, an be an,
Dinmez başucumda, feryatları martıların.
Yalnızlığımı haykırır, hiç mi hiç insafı yok,
Rüzgârın önünde, çırpınarak, göğsüme vuran dalgaların,
Gözlerinde yaş olacak,
Ağlayacaksın,
Senden başka bir bilen var,
Günahlarını,
Affet beni Rabbim diye,
Yalvaracaksın.
Seher vakti çölde esen yel olsam
Esip gelsem sana Yâ Resûlallah.
Nice sarp yokuşları, yamaçları
Geçip gelsem sana Yâ Resûlallah.
Kutsal tohumları çöle ekerken,
Gözlerine meftun olduğum dilber
Ne olur gönlünde bana da yer ver
Alev alev yakar aşkın ateşi
Ne olur gönlünde bana da yer ver
Sözlerine efsunlandığım dilber
Gülle dolu bir bahçeydim
Hazan ne hale getirdi
Şimdi gel de gör halimi
Kırk yamalı bir bohçayım
Gücendim ama ne çare
Biz böylece farklı farklı kalalım.
Bir dalda iki meyve yaşayalım.
Mutluluğumuzu hep paylaşalım.
Hayat paylaştıkça daha güzeldir.
Paylaşma sevinci her şeyden âlâ,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!