ne zaman seni görsem
gülümsemelerim oluyorsun...
çocukça yaramazlıklar yapasım
..........geliyor...
kar yağan saçlarımı unutup,
Rapunzel örneği caddeye salasım geliyor
oğlum Irmızan
ıradyoyu açıver gari...
bi yol acansları dinliyelim
türküleri geçiver gari...
ırahatını bozucen emme,
Iraşit dayının oraya kadar seyirt..
ben artık senin tanıdığın
küçük,saf,iyi niyetli kız değilim
zaman değirmeninde öğütüldüm
un ufak oldum...
her bir parçam ayrı buselik
makamı söyler
resmini çizdim şiirimin
düşüncelerim arterlerinden asılı
usum varlığıma bakar
süpürge olmaktan yorulmuş saçlar
tezek kokulu zamanlar
k/adın yok, t/adın yok
YAĞMUR
karabasan gibi göğe ağmış bulut
yüzünü yıkamaya doymuyor
ar damarı çatlamışta
silkine silkine oynuyor
özgür ruh hep kanatlanmak ister
açık durur penceresi
yapboz tahtasıdır yüreği
bir çok gizin odağıdır
bazen bir dağın doruğundaki martı
bazen bir bağın üzümündeki şarap
Pelit'in İsyanı
Özgecan'a
------
I
bembeyaz düşleri vardı, geleceğe özgü
gözlerinde sözcükler dans ediyordu
YILBAŞI RÜYASI
sen, otuz bir aralık akşamı
sen, akşam saat sekizde
sen, akşam saat dokuz da
on da,on bir de,on iki de...
gece yarısı bir de,iki de
Gülsem mi acaba,
.............şu dünyanın haline.
Gülsem mi kapılar ardında
............özgürsünüz diyene.
Gülsem mi sahte,
mısır örneği gülene...
bir koca çınar daha devrildi
iyi birisimiydi? ..bilmiyorum
her insan gibi insandı işte...
yurdum insanı...
üç buçuk yaşım geldi aklıma
Kıvranıp duruyor ölümünü isyan eder gibi.
Beden acıları yürek acılarından üstün olduğunu anlıyor.
Ölümü Öylesine sabırlı, öylesine soğukkanlı bekliyorki
Oda ne balıkcı balığı yine engin sulara bırakır
Taki bir başka oltaya takılıncaya kadar özgür..muhsin yener