1967 yılının bir Kasım ayında doğmuşum.Dağpınar'ın çam havası pek iyiymiş hoşmuşta ben pek bir cılız doğmuşum.Anamın dördüncü çocuğu olmam da cabası babam belki ölür kalır diye sallamış muhtarda bir o kadar...Nüfusa 13 ay sonra kaydolmuşum....
Çocukluğum yoksulluk içinde geçti benim
Hiç bir zaman
yapma oyuncaklar süslemedi odamı,
Odamda olmadı hiç..
Yoktu pembe çiçeki karyolam,
yoktu ağlayan bebeğim,
olmadı hiç..
Fırfırlı,dantellielbisem,
yamalı elbisemin içinde,
zor bulunurdum çoğu kez
...
şimdi çocuk olmak vardı
bir köy okulunun bahçesinde...
çiçek çiçek açmak...
ayakları titreyerek,yüreği coşku dolu
çocuk bayramına şiirler okumak vardı...
para/ para/para...
elimin kiri para
gözümün nuru para
oluk oluk para
umut umut para
elime değen para
aynada ki küçük kız,
bize ayıplar öğretildi
eteğini ört,gömünü koru
benim gömüm yok çok şükür
sevdiğim asma dalı
tadı mayhoş,tadı bir hoş...
çiçeklerden ballanan arı/dır
erkil tuğlalar örüyorum
tümlemek öyle zor ki beni...
dişledikçe usumun kılcallarını eksiliyorum
dudaklarımda elma tadı
taçyapraklarımda özsuyum ağlar.
bir kapı aralanıyor düşlerime
merdiven aralığında düşlerimi kucaklıyorum;
mavi puantiyeli,elde dikme
elbisem göz kırpıyor,gülümsüyor
ilk defa epa papuçlarım oldu
Allahım ne güzel yastığım ve papuçlarım kucaklaşıyor.
gün inine girince sahte ışıltılar başlar
ilmeği örülür gecelerin
kendi karanlığını delmek ister bazen
lambanın etrafında dönen ateş böceğidir,kadınlar
erguvan rengine bürünmüştür geceler
ve suya yazılır gibi
unutulmak için yazıldı bu şiir
okuyanı yoktu nasılsa
anımsayanı olmayacaktı
sözcükler ağır aksak ilerliyordu
yazanın dilinden
anne beni sevsene
ben istemedim ki; dedemin babam olmasını
dayımın beni boğup,seni vurmasını
ben istemedim hiç kimsenin ölmesini
anne beni sevsene...
gri zamanlar
dipsiz çukurlar sonra
sözcüklerin ölgün zamanları
çığlık çığlığa sessizler korosu
ürperiyorum...
binlerce kişi ve çıt yok
zehirini akıtıyorum acılarımın
kendimi sağaltıyorum
ne bir kırmızı gülde
ne de mor karanfilde arıyorum seni
ruhumun gömütlüğündesin
elimde kör bir lamba...
Kıvranıp duruyor ölümünü isyan eder gibi.
Beden acıları yürek acılarından üstün olduğunu anlıyor.
Ölümü Öylesine sabırlı, öylesine soğukkanlı bekliyorki
Oda ne balıkcı balığı yine engin sulara bırakır
Taki bir başka oltaya takılıncaya kadar özgür..muhsin yener