Bir sözün gelir ötelerden,
Çalınır kulaklarıma tebessümlerin tınısı,
Çınlar kalbimin sağ tarafı,
Bir sözün gelir ötelerden.
İçinde milyon tane Aysel,
Belleğimin duvarlarına asılı
Tozlu bir eylül akşamısın şimdi
Buruk bir kızıllık ufuk çizgisinde
Ve bulutlar, taşır yalnızlıkları
Duyulur kanat çırpışları son kuşların
Zemheri bir soğuk hüküm sürüyor dışarda
Belleğimin kuytularında gözlerin
Ve yükseliyor usul usul dumanı
İnce belli bir bardağın
Ne zor şey şu yalnızlık
Biraz hüzün, biraz karanlık.
Bir şiir yazmak istiyorum,
Tüm şehitleri kucaklayan.
Çanakkale'de 57. Alay'ı,
İzmir'de Hasan Tahsin'i anlatacak.
Bir şiir yazmak istiyorum,
Tanklar neden çıkmış kışladan çocuk?
Bu helikopterler nereye gidiyor böyle.
Sanki bir başka sessizlik çöktü geceye
Darbe dedikleri şey de ne?
Herkes bir garip, herkeste bir endişe,
Kara sabanın ucundaki demirim ben.
Halil’in kırdığı boyunduruk,
Leyla’nın elindeki kazma,
Fatoş’un elindeki nasır ve emek,
Ekmeğim, ekmek.
Öğrenci sesleri dışarıdan geliyor
Üç saattir çaysızız
Tüm lavabolar ele geçirilmiş durumda
Çok fazla dayanacak gücümüz kalmadı
Öğrenci sesleri dışarıdan geliyor
Bir eski zaman dervişiyim gözlerinin dergâhında,
Sözlerin tavaf eder kalbimin duvarlarını.
Acıtır, sancıtır da umutlarımı,
Bir garip Yunus olurum yollarında.
Ayakkabımı ters giymişim hissi her cümle
Tişörtümde koca koca delik noktalar.
Eylül müdür beni bu hallere düşüren,
Yoksa sen çıktın çıkalı mı karşıma.
Çocuk olmayı da özlermiş insan
Ey bedeni çöle benzeyen
Beni mecnun, dağı Ferhat eyleme
Bir kum tanesinin raksındadır zaman
Cam bir hazneye hapsedilmiş
Kapama ay parçası gözlerini
Çökmesin karanlığım, bitmesin böyle...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!