Çok değil iki dakika durdur dünyayı,
Bebektin, büyüdün, bitirdin mi adımlamayı,
Kaç metrelik sahiplendin hayaller uğruna ağlamayı,
Umut dağıtmak isterdim, kendime de unutmuşum ayırmayı.
Pek değil, azıcık bir külfetim bitirecek bu rüyayı,
Devamı çevrilmeyecek, tek matine,
Uzun metrajlısından, hem de gerçekçi,
Başrollerdekiler tanıdık, hepsi can bildiğin,
Geniş perspektifli, kurgu ötesi, idrak mahsulü.
Nedir şimdi, bu ne, diyorsunuz duyuyorum,
Bunca yazılan şiirin yarı teması kadın,
Neden aşikar değil mi, adı malum yarım,
Bütünlenme mücadelesi de sanki farzı ayn,
Ukba da her nefs ayrı, ne ana kalır ne ayalin.
Kelam elimde, kalem cebimde,
Bilmezmiyim sanıyorsun,sözleri süsleyip önüne koymayı,
Sel sel olup akıtamazmıyım içimdeki sancıları,dizelere,
Dilimiz,edebimiz ve erkanımız yol vermez,set olur bize,
Anlatmak istediklerimizi,tenhada söyleriz sevdiğimize.
Kafasını secdeye koyamayan aşkı bulmuş temelli,
Duy da inanma lafı gerek olur derken yerini sevdi belli
Hayvani dürtülerin, dürttüğü güdülere takılmış akıl besbelli,
Yaratandan habersiz, perhizine lahana turşusu katılmış terelelli.
Bir ağacı kökünden budadılar,
Yüzyıl direndi tohum toprakta,
Işığını kestiler, kökünü kazıdılar,
Yeşertti Rahman, yine o toprakta.
Sevgi dile muhtaç bırakılmış,
Heyecan duyuranlara, gıptalık sarmış,
Görülmez olmuş gözlerde gerçek, yalan almış,
Devran döner iken, edebi derdest eden, çöle salmış.
Deyişler koysan ortaya kim inanmış,
Şairler köşklerinde yaşar kimseler bilmez,
Gönlün alabildiğince odalar, sayıya gelmez,
Duygularının sahipleri yaşar içleri görünmez,
Sabah olunca hangisinde konaklamış bilinmez.
Heceden koridorlar, taşlara takılıp düşmez,
Tuhafım,
Zamanın bulutları ağır, yüreğimde,
Kalmamla, gitmem kendimden kaçıyor,
Acılı görüntüler bazen yakmıyor ruhumu,
Kelimeleri farklı yazıyor kalemim, bilmiyorum.
Yazmak zamanı geliyor artık ufaktan,
Her derdi atmalı yüksekten derinlere,
Kadere ram olabilmekmiş işin aslı,
Yol tutturup türkü söylemek geliyor içimden.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!