Keşke tekrar diyebilseydim, seni seviyorum,
Keşke ellerimle dokunabilseydim tenine.
Mısralardaki kadar yakın, fakat mahrum,
Ve yine sevebilseydim eskisi gibi ölesiye.
Ayrılığın ölüm gibi gelmişti bedenime,
Hiç bitmeyecek bir masaldı sanki
Her sabah aynı kostümler ve aynı hikâyeyle uyanmak.
Değişen bir şeyler aramaktı mutluluk sanki
Mutluluksa, gerçek rolümüzü arayıp bulmak.
Şimdi tam ortasındayım bir oyunun,
Bir beyaz kelebekti omzumdaki,
Titrer dururdu kanatları, ucube bakışlardan ürkek.
Bir beyaza dokunmaktı sevmek,
Titrer dururdu yüreği, aşk içinde erimek.
Zaman değildi bizi yaşatan,
Ölümsüzlüğün iksiriydi içimdeki huzur,
Bir düş gördüm gecenin birinde,
Sır dedi kuşlar kendi dilinde!
Kırk kilit vurulmuş sandık içinde,
Bir bilmece saklı yalnız tek hece!
Erinmez sırrına nasip olmaz kimseye,
Bir ihtimaldi hayat,
evet bir ihtimal...
Cennet ve cehennem arasında kalmış!
Bir ihtilaldı sorgusuz yaşantımız,
Beyhude geçmiş bir ömürdü aslında hayat...
Vakitsiz açan kardelen,
Bir ilkbahar sabahında.
Şaşkın, bir o kadar mağrur ve zarif,
Bir papatya çiçeğinin yanında.
Fakat ne işi vardı bu mevsimde?
Geçmişten gelen geleceğin habercisi,
Bambaşka bir duygu bu, karışık bir hayat hikâyesi.
Çelişkiler içinde geçen günleri,
Anlatmak o kadar zor ki…
Bir yanım evet diyor bir yanım hayır,
Dinle çalan melodiyi...
Sana hatırlattığı son cümleyi fısıldıyor kulaklarına.
Açık kalsın kalbin penceresi,
Tüm iyi dileklerim dolsun, aşkımız kazınsın duvarlarına...
Dinle çalan melodiyi...
İşte vakit geldi çattı, gün vuslat günü!
Gökyüzüne karanlık hakim, havayı aydınlatansa duru bir ay ve ona eşlik eden milyonlarca parlak yıldız...
Saat gece yarısını geçmekte,
Medine sokaklarında heyecanla koşuşturanların ayak sesleri yankılanıyor kulaklarımda.
Yaklaştıkça hızlanan ayak seslerine eşlik ediyor yüreğim ve her bir beden de ayrı zikir başlıyor;
Allah, Allah, Allah...
Kanadı Kırık, Yaralı Bir Güvercin Gibi,
Bembeyaz Teninde Sırlanmış Anlamlar Taşıyorsun.
Misafir Odasındasın Şimdi...
Nasıl Düştün Bu Çukura, Yada Kim Açtı Sana Kapıyı Bilmiyorsun!
Hatırlamak, Yada Hatırlanmak Adına Çırpınıyorsun.
Zamansız ve Vicdansız Bir Aşkın Kölesi Olmak Adına Bu Çırpınışlar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!