Nihatın Turgutun Tayfunun kanı
Kalmasın yerde idlip yıkılsın
Aziz şehitlerin intikamını
Alalım esedden idlip yakılsın.
Mustafalar Muharremler Güvenler
Yakışmazdı sana asla yataktaki kolay ölüm.
Omzundayken yüce dava veda ettin acı zulüm
Keş dağının zirvesinde hilal için donan gülüm.
Vatan için millet için feda oldun acı zulüm.
Yıkılmadın eylüllerde tabutluktan diri çıktın.
Kaderin ağır yükü Kocatepe sırtında.
Gam çekme Türk Milleti sen ne yükler yüklendin!
Kutlu bir kumandanın var ki senin başında,
Dök denize düşmanı sefer senin şan senin.
Şimdi önümde Yunan tabur tabur dururken,
Kar yağdı kapadı Akdağ yolunu.
Ankaraya varmak nasip olmadı.
Azrail kesince ömrün yolunu.
Bir nefes daha nasip olmadı.
Kanser sinsice sarmış vücudu.
Sanma ki gardaş bu diyarlara,
Bahar yalnızca güneşle gelir.
Yeşermeye hazır nice umutla
Öğretmenle, mekteple, ilimle gelir.
Cehaletin kararmış bulutlarına,
Gül bağının bağbanı dağlarda kaldı.
Hazan vurdu goncalar dallarda kaldı.
Bülbül sustu gülistan baykuşa kaldı.
Davalar sevdalar laflarda kaldı.
Savruldu goncalar sarardı yaprak.
Mazisine sadıktır atiye kefil,
Zümrüdü anka gibi cumhuru asil,
Küllerinden doğmuş Şanlı bir nesil,
Bir asır evvelinde Anadolu’da.
Milli irade için tek yürek olup,
Bir kor yürek, bir kör kuyu,
Yusuflar yener korkuyu.
O gece kuyudan çıktı.
Halisdemir, halis soyu.
Tuzak içinde tuzak var.
Bu meslek, ilk insanla bir doğmuş.
Bugünlere değin kılavuz olmuş.
Her nefeste hakikati öğretmiş.
Peygamber, kavmine öğretmen olmuş.
İster hiciv kabul edin isterse sitem.
Rütbesize, makamsıza kör bakar düzen.
Görene aşikar, ne sırdır bu ne de bir gizem.
Dayısızı köprüden geçirmez düzen ..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!