Etrafta insanlar kaba ve nankör
Nerde Kur’an ahlakı? Hepsi de kör
Bu dünya ateş, bu dünya kızıl kor
İlticamı kabul buyur Ya Rabbim!
Yolunun kutlu bir bekçisi olsam
İnsan dediğin gafletin bir fidesidir
Aksini iddia beyhudenin sesidir
Beşer dediğin zulme boyun eğiyorsa
Kabr taşı gibi suskunluk abidesidir
Aklım ermez bu dünyaya, evrene
Cunta çocuğunu doğursun kalsın
Duamdır kudretli Kenan Evren’e
Akıttığı kanda boğulsun kalsın
Dedikçe siz çıkarın aya bizi
Siyasiler götürdü yaya bizi
Çağıran olursa kavgaya bizi
Geliriz, gelmesini de biliriz
Hiç yatmayın yatak seren olursa
Hoş geldin değişen iklimim
Çocuğum, kadınım, sevdiğim
Mazlum bakışlım, isyan sözlüm
Hoş geldin
Filistin gözlüm
Safa geldin
Hiçbir güzele bel bağlayıp yanma
Hele bir suratı asılsın da gör!
Yüzüne güleni dost bilip sanma
Hele bir ayağı kasılsın da gör!
Kırkından sonra vereceksin mola
Hayatı hiç ettim, ölümü tehir
O gelince Serdar kayıp mı olur?
İstanbul'dan sonra en güzel şehir
Erzurum'dur dersem ayıp mı olur?
Kim bana gelmem dese, o mecburdur gelecek
İsteksiz gelen adamı söndürür, boğarım
Salacağım yılanları, göğsünü delecek
Ölümlere gebe kalırım, ölüm doğarım
Benim şifrem gizlidir tabutlardan evvelce
Vuracaklarsa eğer beni;
Bir çocuk vursun alnımın ta ortasından
Dökülürken demokrat kanım ve yanım yerlere
İçsinler soysuzlar Firavun’un altın tasından
Seksen üç yazıydı ben doğduğumda
Kenan efendinin hüküm sürdüğü zamanlar
Az kaldı adımı Kenan koyacakmış babam yağcılık olsun diye
Kızamık çıkarmadım diye berbere götürmüş
Ensemden kan almaya
Kimisi adam olmaz demiş benim için, kimisi olmadı veririz bir terziye demiş
ilginç kalemden dökülenler
kutlarım
namık cem