Gazete üstünde doğmuş
Gazeteyle yüzünü silmiş
İçi gazete kağıtlı ayakkabıyla okula gitmiş
Öksürmüş, sırtına gazete koymuşlar
Üşümüş, gazeteyle ısınmış
Gazete üstünde yatmış
Ölmeden evvel sonsuz nihayeti
Anlamak, cehennemden tatmamaktır
Haşr suresinin onuncu ayeti
İman edenlere kin tutmamaktır
İlmi dava gütmeyenin misali
Her türlü beladan, dil yarasından
Zalimin zulmünden ve belasından
Kızıl ateş ve şeytan karasından
Cümle dertten bizi kurtar Ya Rabb’im!
Cennet olsa her yer, bütün etrafım
Aşkından nisyanım aşktan, oldum ilm erbabı
Ve kendime dost bildim, Sana olan ahbabı
Ya Halık-ı Zül Celal, bana merhamet eyle!
Huzurundayım, lütfet Sana getiren babı
Hayatın ezası, tasası sensin
Hazreti Musa’nın asası sensin
Ey hakiki, nurlu aşk bilirim ki
Gözün gördüğü, hülasası sensin
Sayende feverandır abhiz şişem
Sel olup taşacak budur endişem
Lerzan firakların zindanı oldum
Naziyayım acunda, verin bir şem?
Makamın gösterir Levlak hitabı
Sana indirildi arşın Kitab’ı
Lütfeyle bizlere Kevser-i Abı
Mahşer divanının azamı Sen’sin…
Herkes belli, sen şairlik içinde
Ol ki, uğrayasın kıyıma oğlum
Sakın ola kalmayasın dışında
Tarih yapılırken uyuma oğlum
Taş gediğine koyulur zamanla
Orucun kıymetini bilmedim vah
Biliyorum hesap soracak Allah
Bu Ramazanı da bitirirsem ah
Üç gün, üç gece bayram edeceğim
Nasıl telaşlıysa bir anne
Evladı ateşlendi diye
Öyle telaşlıyım ey vatan!
Senin için…
ilginç kalemden dökülenler
kutlarım
namık cem