I
Ben; Kimsenin bilmediği,
Bir şair tanıyorum.
Konuşma özürlü bir şair!
Onunla Beyoğlunda,
Bir barda;
I
Ben; kimsenin bilmediği
Bir şair tanıyorum,
Konuşma özürlü bir şair!
O ağlayınca;
İstanbul ağlardı!
kendisini hiç görmedim
duvarda asılı solgun
siyah beyaz resmiyle/
tanıdım babamı...
çocukluğumdan bu yana
yokluğuna alışamadım
sensizliğin acısına
kurşunlar sıkarım her gece
sıktığım her kurşun
döner geriye, vurur beni
en sensiz kaldığım demlerde.
ne zaman;
semayı seyre dalsam,
gökyüzü yıldız,yıldız
gayr-i ihtiyâri;
dilek tutarım!
nedense;
Beklenmedik bir anda
Seni karşıma çıkaran kadere
Silinmez yazıyla
Alnıma yazan kaleme
Lanetler olsun.
gelince; eşikte başlardı yasak sevişme
aşk kondumuzun...
dudak dudağa kalırdık / gözlerine dalardım
konuşmazdık
konuşamazdık saatlerce!
hasretle kucaklaşırdık; kırık somya üstünde/
'Şebboy'a Sevgimle'
Salaş masada kırık vazo, vazoda gül esmerlim
hıçkırık telaşında göz seğirten ivmelerim
dönüp, dönüp kadehi kadehe vurmasa
yakın dost “Kısmet Hanım” namıdiğer
dün gece;
esaretten kopmuş,
yüreğinden yaralı...
bir şair sığındı evime
/ sabaha dek,
derinden ağladı.
tam yedi yıl önce,
yine böyle bir akşam üstü;
Güneş batarken.
seni ağlayarak uğurlamıştım
ardından su dökerken,
sesin bile titremiyordu!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!