esmer bir kadın gördü ilk;
gizlendiği ağaç kovuğundan
kalbi delik bir yıldızın;
dileksiz düştüğünü
elleri kanlar içinde
masmavi gözleriyle...
özlem ve hasretlik yüklü
mavi bir tren kalkar
kapkara dumanıyla
yüreğimin derinliğinden!
ciğerlerim isyanda
ürperirim, ürperir gece
eksik kalmış bir sevdanın;
derinlemesine yorgunluğu var üzerimde/
yarı uykuluyum aldırma.
bakışlarım mıhlı, kaç zamandır;
kapı aralığından sızan aydınlığa/
karartın düşsün diye.
Bakırköy’de karanlık bir oda,
El kol bağlı, ayaklar prangada.
Gölgeler birbiriyle oynuyor
Ölüler sanki bana gülüyor!
Kime sorduysam Akif’i;
Göstermediler.
Bilen yoktu yerini
Çünkü;
Hilalin şavkına,
Gömmüşlerdi tenini!
nedir senin bu hâlin be arkadaş,
sen böyle hepten değişemezsin.
hırçın hâlinden eser kalmamış,
simsiyah gür saçların ağarmış..
hayretlere düşürdün beni arkadaş.
kaç gündür yoksun
umutsuz, uykusuzum
gözlerim kan çanağı/
ıpıslak
tek avuntum
yalvarıyorum dokunmayın
doluyum bugün
doluyum, dopdolu!
ağlayacak gücüm yok;
neler duymadı ki kulaklarım
neler görmedi ki
yalnızlık
sahipsizliktir
yalnız kalmaya gör
bir, bir uzaklaşır
dostlar, arkadaşlar
tanıdık
gel yüreğine vurulduğum
mutluluğum
gel soframızda azık niyetine
bölüşelim yalnızlığımı!
gel yüreğine vurulduğum
umudum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!