engerekler arasında sarılmış çırpınır bir anne
öyle çaresiz öyle zor durumda ki bu anne
kurt kapanına tırnağını kaptırmış acılı bir anne
yılanlar fareler düşer peşine bu kadın nereye gitse
cahil bir anne ufak yaşta düştü batakhaneye
her gece kahrolurum ben her gece
her gece bin yıldız batarken düşüncelerime
her gece nefes nefes kovalar o karabasan beni
her gece kopar birer birer düşünceler
her gece yanlızlığı oynar bu karanlık
her gece düşsel prensesimi düşlerim her gece
Ah kadınım,benim ezik cefakar gömleğim
Eskici aşkıyla sevdim ben seni,gömleğim
Unutmakmı seni, iyi yaparım ben işimi
Issız sokaklarda haykırır yüreğim ismini…
Benim cefakar yırtık,düğmesiz gömleğim
burası ankara hüseyingazi sondurak kardaş
iyileri yüreğinden hançerlerler bu semtte
serserileri yamandır sırtından vurur seni
sahtedir sokakları selam vermez köpekleri
burası ankara hüseyingazi sondurak kardaş
isyan ışıkları dağlarda çiçek açtığında.
yamaçlardan filizler yuvarlanır.
tek tek dökülür inci gibi.
okyanuslar engindir.
imkansızları barındırırken.
her çırpınış hür olma gayesidir.
kızıldı saçları
ama benim değildi
hiç olmamıştıki zaten
gözleri bakmıyordu ki
elleri çok uzaktı dokunamıyordu
yansımaydı her şey
Kırmızı bir güvercin, beyaz düşümde.
Barış,sevgi,kardeşlik konar düşüncelerime.
Sensizlik karabasan düşümde.sakın gitme.
Öylece kal kırmızı güvercin…
Kan kırmızısı gökyüzünde.
acılarım kelimesiz
kavgam anlamsız
düşlerim sınırsız
kelimelerim isyan
hayata küsmüş
kollarım güçsüz
hey ayağa kalk ve bana cevap ver köle. tüm cevaplar sende, biliyorum.
her şeyi biliyorsun ama söylemiyorsun.bu gün hesap günü,kaçamayacaksın benden…
bak özgürlüğünü verdim sana,kurtuldun her gün isyan ediyordun bana,isyancı his.
al işte hürsün artık konuş işte. parçalarını birleştirdim konuşabilirsin…
çekinmemelisin benden, akrabayız biz seni ben var ettim,biliyorsun değil mi.
borçlusun bana şimdi, anlat bana. cesaretin yok değil mi, korktun benden…
çaresizlik kapıdaydı kolları güçsüz ve keskin
yoktu hiçkimsesi bir kedisi bile yoktu
çıkarsız ciğer peşinde koşmayan bir kedisi
öyle masumduki gözleri haykırıyordu elleri
çürüyen bedeni kokmuyordu artık yanlızdı
kendine gülüyordu hiç yaşanmamışlıkları heyecanlandırıyordu
Şiiri ciddiye aldığın ilk günleri hatırlıyorum. Bunları paylaşman konusunda hiç kimseyi dinlemez ,konuyu kapatırdın. yıllar geçti. o günleri bilen biri olarak şimdi geldiğin seviyeye bakıyorum da hayretlere kapılıyorum.
Şunu söylemem lazım :
yanmış
pişmiş
ve olmuşsun
yolun ...