1-bir işi doğru yada istemeden kendince yanlış yaparsın.bu hep böyledir.insanların ne düşündüğünün hiç önemi yoktur.ve sonunun sana ne getireceğininde.bu senin kişiliğini belirler.bu hep böyledir.doğruluk vicdanınızdır.vicdanınız Tanrınızdır.onu terkettiğinizde şeylanla başbaşa kalırsınız bunu unutmayın.bu hep böyledir.kendi doğrularınız vicdanınızda arayın.ve hep sabırlı olun.en az iki prensipiniz olsun.asla aklınızdan çıkarmayın.o sizlerin en büyük yoldaşı olacaktır.bunu unutmayın bu hep böyledir.
2-ufakta olsa yalan söylemeyin.ufak yalanlar büyük sonuçlar doğurabilir.ve hayatınızı olumsuz etkiler.oysa doğrular hep yönlendirir sizi ufak doğrular size büyük mutluluklar verir.bu hep böyledir.
3-eğer şöförseniz aracı siz yönlendirmelisiniz.araç sizi yönlendirmemeli.eğer futbolcu iseniz topu siz yönlendirmelisiniz.topun peşinde koşarsanız başarılı olamazsınız.eğer aşık isenin aşkı siz yönlendirmelisiniz.aşkın peşinde koşarsanız aşkı tadamazsınız.eğer yaşıyorsanız yaşamıda size yönlendirmelisiniz.yaşamın peşinde koşarsanız.kaybeden kadersiz olursunuz.mutlu olmanın ve başarılı olmanın yolu budur.bu tamamen sizin beceriniz ve ilginizdir.bu hep böyledir.
4-işiniz ne kadar küçük olursa olsun onunla ilgilenin.ve tüm emeğinizi ve kafanızı ona verin.göreceksiniz karşılığında hep bişeyler alacaksınız.ve mutlu olcaksınız.bu hep böyledir.
5-dürüst olun her zaman dürüst güveni getirir.güven sevgi.sevgi mutluluk getirir.tabi bu tamamen becerinize ve ilgiline bakar.bu hep böyledir.
6-kimse kimseden üstün değildir.kimsenin beyni kimseden fazla çalışmaz.beyinler aynıdır.her türlü düşünce ruhta gizlidir.bu tamamen ilgidir.ve çevredir.kimse kimseden üstün değildir.herkes kendince en üstündür..bu hep böyledir..
uzun zaman oldu,acılarımdan vazgeçeli.
acılarımla yaşamayı,ufak yaşta öğrettiler.
yaşamak direnmekti,umutsuzca yaşamak.
özlemdi sevilmemiş,sevgisiz. gülüşler…
her şey boş anlamsızdı,anlamıştım.
her yanı ölü kokar adım adım kaçar
sılaya bir hasret düşer bazen.
bazen geceleri görürsün karanfili.
kırmızıdır kırmızı kokar.
hissedersin tadamazsın ağlarsın.
adım adım kaçarsın.
Örümcek ağı sarmıştı her yeri.
Kokuşmuş bir ortamda izmarit arıyordu.
Kısık bir duman, aydınlatıyordu geceyi.
İnceden bir sızı nasırlanmış ayağında…
bilmiyormusun dün akşam bir çocuk gibi ağladım hüngür hüngür
bir damla yaş gelmedi biliyorum içimden ağladım sen üzülme diye
ellerin aklıma gelmişti minicik yumuşacık sevgi dolu gizemli
gözlerim gözlerine bakamamıştı bile gözlerim sen üzülme diye
bu köhne yıkık mekanda,kaderin bi cilvesiydin çıktın karşıma..
mutluluğun resmini yapabilirmisin? ben yaptım
evet mutluluğun resmini elsiz,fırçasız yaptım
yok bu resimde,çiçekler,ağaçlar,gülüşler
kinle,nefretle,kanla donattım ben bu resmi…
hasretimi işledim motiflerde karış karış eşeledim
Gece olmamıştı daha,gündüzden esintiler vardı.
Sonbaharın gizemli sancısı aralamıştı kapıyı.
Gülmüyordu hiç biri,aynı kafadaydı her biri.
Kederli yollarla kardeştiler.bu sıkı dostlar...
bizimkisi karşılıklı iki çıkar ilişkisi
bizimkisi iki çıkmaz sokak iki kayıp ülke
bizimkisi bir serserinin iki bıçak yarası
bizimkisi bir babanın izli keskin bedduası
bizimkisi Yakup'un Yusuf’u kurtarma çabası
kan aktı gözlerinden kapandı kara gözleri
usulca bir kan yol aldı yanakları titredi
bu kaçıncı aldanmasıydı kaç defa oldu bu
neden yıkılan hep oydu neydi yanlış olan
farklı bir yanımı vardı isyancı bir mültecimiydi
gittikçe pisleşir bu zavallı boş dünyada leş insanlar
kokar sokakları cadılar haziranda yastık yorgan yatar
bir mermi yol alır rüzgarlı havada yerinden hep sapar
emziğini kaybetmiş bir bebek ıssız gecelerde zırlar
itler ulur karanlık gecelerde hüzün çöker gecelere
Şiiri ciddiye aldığın ilk günleri hatırlıyorum. Bunları paylaşman konusunda hiç kimseyi dinlemez ,konuyu kapatırdın. yıllar geçti. o günleri bilen biri olarak şimdi geldiğin seviyeye bakıyorum da hayretlere kapılıyorum.
Şunu söylemem lazım :
yanmış
pişmiş
ve olmuşsun
yolun ...