sonsuzluğu yakalamak isterken
kayboldum delicesine....
dostum bilirmisin
sonsuzlukta kaybolmayı
bilirmisin yanlızlığı
gözler konuşur aslında gerisi yoktur zaten
gözler ağlar gözler güler
bu her zaman böyledir oysa
gözler her şeyi ifade eder
gözlerde vardır özlemler gözlerdedir sır
gerisi yanlızlık birikmiş duygulardır
Heceler düşünce ele ayağa
Dizelere maskara olur
Gönül düşünce bir soysuza
Kasaba malzeme olur
Malum ya düşmüşüz ya bu alemde
İrandan geldi bu yürek katırların sırtında kaçak.
Öyle gizli ve mağrur. sallanarak utanarak...
Mehtaplı bir gecede bırakılan bu ayak izleri.
Yalnız kalan paçavranın,gizli saklı süsleri.
işte sensizliğin ilk saatleri.
anlamsızım
işte sensiliğin ilk sabahları
çaresizim.
işte sensizliğin ilk tadı
kısa bafra sıgarası
yirmi temmuz pazar...
saatler dakikayı kovalarken...
ben...
seni kovalıyorum bu akşam...
üstelik yelkovan kadar bile hızlı değilim...
gözlerindeki ışığı görmeliyim...
Bir bayram sabahı gördüm seni
Bayram şekeri gibi saklıydın bana
Kutsal gözlerinde tanıdım aşkı cefayı
Ellerinle yedirdin zehirledin beni
Yedi yaşında bir çocuk vardı kapında
Ey ayrılık söyle bana bu kaçıncı
Kavuşmamız.
Neden her seferinde dönüyorsun.
Hiç mi gururun yok ,
Ne kadar çok seviyorsun.
Hani sevgiler karşılıklıydı.
sen gündüzlerin düşü gecelerin prensesi
ben gecelerin düşüncesi,gündüzlerin esiri
sen soylu kralların şımarık çıtır kontesi
ben fakirlerin gariplerin bitmeyen çilesi
işte yine aynı türkü''satarsın bu canı hiç kimse almaz..
dönüpte bakmaz''
neden ağlatıyor bu türkü beni..
karamsarmıyım ben...
canımı bende şirlerimle...
lime lime sunmuyormuyum oysa..
Şiiri ciddiye aldığın ilk günleri hatırlıyorum. Bunları paylaşman konusunda hiç kimseyi dinlemez ,konuyu kapatırdın. yıllar geçti. o günleri bilen biri olarak şimdi geldiğin seviyeye bakıyorum da hayretlere kapılıyorum.
Şunu söylemem lazım :
yanmış
pişmiş
ve olmuşsun
yolun ...