-SERAP HOCA-
Yıl 1959. Bir kış ayında, -subay olan babamın tayin için gittiği- Adapazarı'nda dünyaya gelmişim.Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünden 1979'da mezun oldum, yetmedi dedim ve Anadolu Üniversitesi Türkçe Bölümünden alanımda lisans aldım. İnsanın sevdiği bir mesleği yapmasını düşüncesindeyim ve yeniden dünyaya gelsem gene aynı mesleği seçerdim.
İnsan ilişkilerinde dürüstlük tek ilkemdir, isterim ki dizelerdeki ahenk gibi uyumlu olalım... İnsanca sevelim birbirimizi, hoşgörüyle sarılalım hayata.
Emeklilik nedir bilmeyen ...
Gecenin siyahında
Nakış misali dizili günahlar,
Vururlar vicdanın kapısını tek tek...
Tırpan vurur yalanlara,
Ağlatır bulut misali yüreği
Ve lime lime umudu
Şiirin kucağına sevdamı bırakıyorum
Öteledim dostu-düşmanı yüreğimden
Sadece seni anlattı
Zincirleri sallanan
Tutsak kalemim...
Nerelerden geldin gönlüme,
Bugün yüreğime sordum seni nerde diye...Delisin, dedi. O, hep orda. Oysa zaman zaman sensizliğin zincirleri zorluyor damarlarımı ve sen diye diye ölmek istiyorum. Nedensizmiş sevdaların kaynağı,biliyor musun? Öyle bir rüzgar esermiş sam yeli misali, gelir kucağına otururmuş aşk,gülen gözleriyle ve sen, ne olduğunu anlayamaz,sarsılırmışsın fırtınadaki gemi gibi. İşte buymuş aşk misafiri...Olmadı, misafir demek olmadı. Gider misafir dediğin, süresi dolunca...Oysa, damarımdaki kan gibi benimleyken sen, gidemezsin ki benden bir an bile. Şimdi yoksun, nerdesin bilemiyorum...Döner misin gittiğin yerlerden onu da bilmiyorum. Bildiğim tek şey, yaşamamın amacı olduğun, beni öylesine sevdiğin...ve bildiğim tek şey sevgine inanmak...Seni düşündüğüm kadar mı düşünüyorsun beni...Bu, hiç önemli değil...Senin, bu evrende var olman ya da bir gün olmaman da değil. Önemli olan ruhunun bir yerinde yer etmiş olmam...Biliyorum ki ordayım, biliyorsun ki bendesin. Olay bu.
Hani çok sevdiğimiz biri olur,
Canımsın derken,
Bir daha yanar içiniz.
Kendimden bir parça dersiniz ya...
Bir göz kırpışına kurban olduğunuz,
Karanlıklar içindeydim,
Şimşeğin ışığına muhtaçtım.
Susuzluğum had safhadaydı
Ve sen geldin;
Sırtında yağmur damlalarıyla.
Düştüm gözlerinden tek bir damlayla
Sensizlik ne zormuş canımın canı
Gelmez mi ağıdım uzak illere
Yokluğun bin elem canımın canı
Akıttın sevgimi sellere kattın
Boğsam yüreğimdeki acıyı,
Katili olsam
İçim rahatlar mı, bilmiyorum.
Yok etsem içimdeki sızıyı,
Gözümden gitmedi ak saçların
Kulağımdan çıkmıyor sessiz çığlıkların,
Ağlama...
Gelir mi beklediğin,
/font/p
font color='#800000'htmlP align=center
brDIV style='BACKGROUND-COLOR: #333333'font face=arialfont size=4font color=pink
img src='http://www.ailem.com/images/photoalbum/mnza.jpg '
'vardı' denecek bir gün...
ya da bunu diyecek kimse kalmayacak...
velhasıl biz tarihin içine gömüleceğiz.
'olmadı ki hiç ben...'olacağız
ama bugün 'varız'...
var olmanın güzelliğini hisset ruhunda.
Aynı yaşam dönemi şairleriyiz ...lügatimiz aynı
Dilimiz kekrek her bakımdan şiirsel benzer oldugumuzu gördüm ilginç geldi bana belki de yanılıyorum.
S evgiye hasret canlara hayat verensin
E skimez dostluğun güneş gibisin
R aks eder renkler gökkuşağında
A mber kokulu diyarın sesisin
P embe güllere yumak olmuş gönlümdesin..
Değerli Dost ve Güzel İnsana..Şiirleri okunası güzellikte, Sevgi ve Saygımla..
serap hocam siirleriniz çok süper...
siz kendiniz de süpersiniz
en içten dileklerimle
sizi çok seviyorum...