Kim bilir ne kadar ulaşmak istedin bana.
Benim, tatlı sesine duyduğum özlemle,
Kaç kez telefonunu çaldırdığımdan habersiz.
Hay Allah! yine yoksun…
Ne zormuş, özleyip, ulaşamamak, bulamamak
Doğumun rengi nefes
Nefesin rengi mutluluktur.
Dağların zirvesinde kar misali,
Hem temiz, hem saf alabildiğine… (BEYAZ)
Mutluluğun rengi beraberlik,
Öyle bir tablo ki çizilen,
Simsiyah saç ve bembeyaz bir yüz
Kusursuz bir vücut
En meşhur ressamın fırçasından çıkmış gibi
Baharla kış yan yana, coğrafya dümdüz.
Göğsümde bir mektup var
İçerde derinlerde kalbimde
Çok zor okuyorum hem de çok
Her zaman çıkartamıyorum
Ama bu gün yırttım göğsümü bir kaç satır okudum
Senden geliyor ve gül kokuyordu
Yine doluyum bu akşam…
Gözlerimde hüzün, aklımda sen,
Sadece sen vardın her zaman ki gibi.
Daha ilk günümüz gözlerimde,
İlk bakışmamız, ilk sarılmamız,
El ele tutuşmamız, gözlerimde canlandı.
Hissedince sana vurulduğumu,
Baharda kuş olup uçasım gelir.
Bakınca o güzel gözlerine,
Hasreti bir anda silesim gelir.
Ama ne çare, bu can biçare,
Saçlarını tararken kırık ayna karşısında,
Hayalim gelir aklına ve bakarsın siyah beyaz fotoğrafıma.
Bedenin titrer fotoğrafı eline aldığında,
Yüzün acı acı gülümser, kalbinde anlatılması zor bir keder.
El ele gezdiğimiz köhne sokaklar
Aklıma geldi de;
İçimi kapladı garip duygular,
Nedeni bilinmez bir derin hüzün,
Seninle tanıştım böyle bir akşam.
Rabia düşerse incinir Esma’nın kalbi
ve yanar dümenleri Nuh gemilerinin.
Sesine taht kurar bütün putlar, halkına
Nil kıyısında gülüşünden vurulmuş kasabanın.
yıkılır Yusuf’un diktiği beyaz güvercin dolu kaleler,
hançeresine kan doğranır firavun eliyle,
Ayrılık kolay değil beklerken uzaklarda
Her zaman ağlanmaz ki, yas var gözyaşlarında
Özlem yaşanmadan, çekmeden bilinmez ki
Gözyaşının izi var yazdığın her satırda
Diyorsun ki, hasretin kor yara vücudumda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!