Geldi sığınmak vakti,
Kaçkar’ın sinesine,
Değişmem yaylasını
Karun Hazinesine…
Etekleri yemyeşil,
Yıldırımlardan öte birşey düşer kanıma
Ve her gece ölürüm, bilmem farkında mısın?
Yağmurlar sağnak sağnak kastederken canıma
Şah damarımdan bile yakında olmalısın;
Sokulsana yanıma!
Bir ölüm anında tüm mutluluklar,
Karışır rüzgara, düş olur gider!
Hayatın gözlere vuran ışığı,
Süzülür yanaktan, yaş olur gider!
Gençliği bir hayal peşinde giden
I
Kasvetli geceler, kış soğuğunda
Bir ilham perisi sanki ruhumda!
Nabzım karanlığın kalbinde atar,
Nice mahrem sırlar koynunda yatar.
Bedenim yeryüzünde yer ararken kendine
Ruhum asılı kaldı zamanın kemendine.
I
Kasvetli bir gecede, uykumun ortasında
-Ruhum matem tutarken ayrılığın yasında-
Kulağımda çınlayan bir ses duydum aniden,
Doğruldum birdenbire yattığım kuytu yerden.
Tepeden tırnağa dek, hücre hücre irkildim,
Ben bendim,
Sen benim gölgemdin.
Sabah güneşi ise aşkımızdı.
Yükseldikçe güneş
Işıldardı her yer...
Sen küçüldükçe
Ne hasret kalmak sevgiliye
Ne de bağlanmak bir vefasıza- sevgi diye
Derdime dert katar
Annemin gözyaşları kadar...
Ne yanık bir Anadolu türküsü
Moskova'da serin bir yaz gecesi,
Uykularım kaçmış, yatamıyorum...
İçimde hicranın onbinlercesi
Gözyaşlarım akmış, tutamıyorum...
Hasretin perdeler uykularımı
Hayata yeniden başlayacaktım;
Adını gönlümden silebilseydim.
Seni gördüğümde taşlayacaktım;
Şeytan olduğunu bilebilseydim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!