Hani olmaz ya bir gece vakti
Gelsen diyorum
Henüz umut çiçeğim solmadan
Bu bedeni musalla taşına
Yatırmadan gelsen diyorum
Olmaz ya
Bedenine balta yemiş ağaç gibiyim
Yaralıyım ama yıkılmadım anne
Dost kapıları bir bir yüzüme kapandı
Çaresizlikler, çaresizlikler sardı
Her bir yanımı
Neredeysen duy
O tahtın sana baki kalır zanneddin.
Saldırdın saga sola boşuna.
Birgün hesap verilecek,varamadın farkına.
İşte kaybeddin tahtıda, taçınıda.
Bitti! işte artık saltanatın.
Gökyüzü ağlıyor bu akşam
Şakır şakır yağıyor yağmur
Ben geç kalmışım galiba
Yolcu trenine
Bir an hayale daldım
Sen geldin gözümün önüne
Yol ayrımına kadar gel benimle
Oraya kadar yürüyelim birlikte
Geçmişi ah çekerek
Geleceğe özlem duyarak
Yavaş yavaş adımlayalım
Yol ayrımına kadar
Yaşanan yılların ardından, kaybolan birini arıyorum.
Arıyorum da, ne adını ne de adresini bilmiyorum.
Hatırladığım tek şey, onu sevdiğim.
Bildiğim tek adres, gözlerinin gözlerimde donup kaldığı,
Seni seviyorum bile diyemediğimiz, o sokak lambasının altı.
Söyle daha bundan gayrı,
Kadınlar,
Dayağa, şiddete, ölüme, mahkûm olan kadınlar.
Gözü yaşlı, yüreği yaralı, suskun kadınlar.
Sorsaydınız anlatır mıydı?
Ne acılar hapsetti, o kilitli yüreğine.
Anlatmadı, anlatamazdı.
Mekan tuttum gurbet eli
Sanki oldum mecnun deli
Anadan da babadan da
Bende kaldım oksüz yetim
Bir teselli veren olmaz
Hey çocuk ona de ki
Seni çook bekledi de
Güneş batıp gece olana kadar
Ümidi tükenip kalana kadar
Ecel gelip ondaki emaneti
Alana kadar
Hurdacıya satmak istedim
Gönlümdeki sevdayı,
Para etmez ki şimdi o
Neyleyeyim dedi.
Bırak saklı kalsın gönlünde,
Gün gelir altın eder
seni hasret ve özlemle bekliyorum asker oğlum