Hiç bir şey hissetmiyorum
bugün
yanlızlık
ve çaresizlikten başka
kafamın içi zehirler
akıtıyor yüreğime
İçimdeki yanlızlık
yaralar beni en bilinmezimden
azrail misali canımı alır da
ölüm içinde ölümü tattırır
İçimdeki acılar
Güneş doğunca insanın ruhuna doğar sanki...
Gecenin o puslu çıkılmaz sandığın sandığın tüm düşüncelerinden sıyrılırsın bir anda olsa...
Kalkarsın yatağından vücudunda yaşadıklarının yorgunluğu
elini,yüzünü yıkarsın ve sonra aynaya takılır gözün gözlerin dalar nekadar yorgun ve çaresiz olduğunu düşünürsün...
Ruhunda geçmişin ve şimdinin bezginliği dizlerin titrer bir an lavaboya tutunursun ve buğulu gözlerle neden dersin neden?
Neden insanlar bu kadar gaddar,bu kadar acımasız,bu kadar hain.bu kadar iki yüzlü ve çıkarcı neden? Bu sorunun cevabını bulamazsın,çünkü bu sorunun cevabını onlarda bilmiyor.
Sevda kuşunu saldım göğe
Haber götürsün diye yare
Gece,gündüz bekledim ne çare
Düştüm yerlere kederdeyim
Yoldum saçımın her bir telini
Toz pembe bir ev kapısı güllerle süslü,çardakta oturmuş elimde fincanım,yüreğimde umutlarım çayımı yudumluyorum...
Mis kokan bir bahar,ağaçlar şenlenmiş kuşlar onlara eşlik etmekte...
Sokakta annesinden kaçan afacan bir çocuk dudaklarımda
tebessüm bakıyorum...
Bisikletli bir kız çocuğu eteği pileli okadar mutlu bir ifade yüzünde bir an o mutluluğu kıskanıyorum...
Yerimden kalkıyorum hole geçiyorum kulaklarıma yavrularımın sesi takılıyor sessizce odalarının kapısından onlara hayran bakıyorum...
Üşüyorum nedenini bilmiyorum ama çok üşüyorum...
Çaresizliğimmi,acılarımmı üşütüyor beni anlayamıyorum...
Karanlık uçsuz,bucaksız karanlık korkuyorum...
Okadar büyük korku var ki içimde kıvranıyorum...
Çaresizim git,gide düşüyorum sonsuzluk okadar yakın ki içine alıyor beni korkuyorum...
Korkum kendime değil yavrularıma onlar için bu son çırpınışlarım....
Sıkılıyorum...Yoruldum hayat seninle mücadele etmekten.boğuluyorum...
Karanlık acımasız bir yılan gibi sarmalıyor nefes alamıyorum...
Bitkinim anlıyormusun çok bitkin...
Çok şey bekliyorsun benden hayat çok yük koydun omuzlarıma gücüm kalmadı artık taşıyamıyorum...
Yüreğim acıyor artık düşünmekten ne yapsamda.ne kadar
çırpınsamda beni soktuğun bu zalim sınavı geçemiyorum...
Yasak ülkenin çocuklarıydı onlar
Yanlızlığın kucakladığı,mutluluğun saklandığı
Kavrulmuş yüreklerinde ne acılar vardı
İtilmişliğin esiriydi onlar
Bazen bir köprü altında soğuk bedenleri
Bir çiçeği dalından koparan
insafsız ellerin
cezası
yürekleri bitik
hayatı yaşamaları
kuruyan
Yatağıma yattım incitanem sağıma dönüyorum sen,
soluma dönüyorum sen...
Off olmuyor bir türlü uyuyamıyorum...
Sırt üstü yatıyorum yine sen,yine sen...
Nereye baksam,ne yapsam hep seni görüyorum...
Düşünüyorum da yoksa ben deliriyormuyum...
semiha hanım! dilinize,yüreğinize sağlık...devamını bekleriz...