Gerçek’ten konuşmaya başlamak için
İyi’ce bi susmalısın
Yalnızlığını ördüğün dört duvarlar
Ya da bazı başıboş bırakılan
Dört tarafı açık mekanlardan da
Medet umma bu kez
Görmek o kadar zor mu
Karanfillerin ardından o pembe tenini
Sevmek o kadar zor mu
Havada kokan toprağın o pamuk sesini
Bilmiş olsam
Aşkını gömmüştüm ben kalbime
Elveda demiştim yar sevgine
Ölmemiş ölememiş loş kalbimde
Işıklarım yanar oldu yine tüm gece
Yarınlarım sana doldu unut sen yine
Ne olur sımsıcak bir gülüş daha fırlat
O andan sonra
Gözyaşlarına boğulan bakışlarıma
Dünyanın en güzel gülen insanı
Sen güldükçe
Gizin izini sürmedin
Aslının gizini görmedin
Devindin her daim,muktedir
Gönlünün özünü bilmedin
22.05.2005 – İstanbul
Hayır demeden önce
Dur kendini dinle
Uzanır mı ırmaklar
Bilmem yol boyunca
Ama ben beklerim zamanı
Bir tren geçti mi sanıyorsun
Durmadan koşuşturduğun
O istasyonda
Bazen bulutumsu beyaz buharını mı hissediyorsun
Bu yüzden mi
Gözlerinin ufukla buluştuğu
Her şey kontrolünde olsun istiyorsun
İsteyerek geldin ya dünyaya
İsteyerek mi gidileceğini sanıyorsun
19.04.2006 İstanbul
I
İnsanlara hiçbir şekilde
Yük olmama isteğinde
Yalnızlığın yük olur benliğine
Ağırlık kaçınılmaz ise evrende
Her neyse ne
Gözyaşın pembe
Karanlığa kalan ruhun
Adı konmamış kudurukluğun
Her defasında tekrar
Hali kalmamış efkâr
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!