Dermana gem vurmak olmaz,
Dermansız kul, yola gelmez.
Derim her dem,yaşım dinmez
Dermanım sen; hâlden bilmez…
Bu gönül aç, sana muhtâç
Bilirsin ama, görmezsin yâr
hani hayallerimiz vardı,
türkü kokulu sevda üzerine,
hani hep mutlu olacaktık,
damla damla akacaktık birbirimize,
benmi gelmedim yoksa senmi kaçtın?
Ezelden ebede,nefis savaşı
Ömür bir nefestir; neyin telaşı
İmandır kişiye yolda yoldaşı
Kabir azabının yâdı tefekkür
Uyandım derinden oldum dil'ü zar
Nur doğdu alemde yeri gül'izar
Dostlarım gam yükü öylece yazar
Dilleri bir hoş yolları tek tek
Baba, ne diyor Türkülerde;
Telgrafın direkleri semaya bakar
Direkler yok artık,
Kabloları yer altına almışlar.
İbibikler ötmüyor,
Sütlerde kaymak tutmuyor
Beş vakit davete koşarak gelsen
Gördüğün yetime içten bir gülsen
Samimi olmayı her an deneyip;
Hamd ile şükrünü her nefes bilsen
Neyleyim,sarayı,hanı
Oturacak post’un yoksa
Neyleyim,şerefi,şanı
Sarılacak dost’un yoksa
Kimleri almadı,bu kara toprak
Hakkın emri ile, elbet olacak
Teker teker düşer,sararan yaprak
Koy dedik,sarıldı,beyaz kefene
Yakala yüreğinle; ıslat kuru zemini!
Gitmesin hiç yakala, sil gözünün nemini!
Yakala; etmesinler, bunca zulüm istila?
Yakala; vurmasınlar, gerçeklere şuh cila
Hainlerin göğsünden, vurup indir yakala
Boş bırakma meydanı, sırtlan, tilki çakala
Söyleyin onlara
hüzün namelerini;
Girdiğim girdapta dönüp dururken
Neden diye sormasın bilemem ki ben
Ateşten kavrulup yanıp dururken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!