sensin yağmura hüzün demleyen
sessizlikteyiz
ses toprağa karıştığında
duy
duyan yok mu sesimi
üşüştü aşk
Epeydir susamamıştı kelimelerim
İliklerim dolmamıştı aşkına kadar
Vurulmamıştı alnından cümlelerim
Çıkarmamıştı beni köşküne kader...
Sofra niçin sızlanırsın?
Şükür sana ırak mıdır?
Fakirlere nazlanırsın
Bu da sana merak mıdır?
Nice tatlar ısırdı, nice söz gördü damak
Tatların en güzeli, helal lokma dişlemek
Koca dalları kırdı, var iken dal budamak
Adların en güzeli, zikr'i Hakkı işlemek
unutma! o günlerin, çok zalim çarkı vardı;
kim Allah! dese gelir, sorgusuzca yutardı
yoksulluk kader gibi, cehalet sağlı sollu
en ufak uyanışta, ağlardı anadolu
nice ocaklar söndü, soğana sarımsağa
ölenler kardeştiler, öldürenler Con ağa
Uzun çapsız körkütük bir yolda yürüyorum
İçimde sevdası var dışımdaki cennetin
Nice hain fikirler serpilmiş görüyorum
Soruyorum; var mıdır? İlacı bu cinnetin
Heyhat neye yarar ki, içimde ateş koru
Dualar bekliyorum, bedduadan kaçarak
arsız duygularımın hareminde gizliyim
makus mimli mazinin tarihinde tozluyum
buz tutmuş yüreğime vurma ıslak mührünü
akıtma ne olursun! sinsice kin zehrini
küsurlu tarihlerin kusuru miadında
çırpınıyor dalgası; dolaşıyor yadımda
Horasan'da erenler
Gelin görün yarenler
Hak yoluna girenler
Ahmet Yesev yolunda
Üçü beşi geçtim vah ömrüm bitti!
Kırkını aşınca güz gelir Ali
Yüreği yanıklar zay olup gitti
Ayağın peşinden iz gelir Ali
Çarşiden aşşaği inirdim.
Önüme bir uşah çıhti
Ufak tefek üsti yırtıh
Elleri gogorli (kirli) idi.
Belinde boya sandıği;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!