Gün alam
kandili yüreğe dayanan
çınlatan ömrü sesin
içinde cana kanan
kanca boşalır pınarından yüzün
elini eteğini çekmiş
Sesimde çığlık sirenim uykulara
kanında bozukluk beş kuruşun voltasında...
hani sızar sızlar ya yoksulluğumuz kavganın ortasında...
Hayat
Sana sabrın sınırından sesleniyorum...
Ihlal yakın...
Ey gözlerinin kanadından biriktiğim
Açıp kapayıncaya kadardır gördüğü gözlerimin
Su yokundan başka hal...
Ve düşürürken saçlarımı omuz başından yastığına
O çıplağına uzanan yalnızlığına, dokunan koynunda benim...
Say ki katledilmiş sevdaların soyu benim varım...
Hadi ordan sende…
Ne biliyosunki sevmeyi…
Daha düne kadar günseli gövdenle terk etmedinmi…
Şimdi geçmiş ahkam kesiyorsun…
Sürermi ömür…alırmı gönül…
Sürerde alırda…
Acında varım yoksa
gülüşün hak olurmu?
Göğsûnde adım yarsa
Cana el dokunurmu...
Bir sıçramalık dağım çağına
Neçe...
Yerle göğün yarıldığı dibin koyuna
Gözlerine göm beni..
Yum bütün sözleri, ört kirpiklerini
gözlerin bir silahın doğruluşu
çek bakışını dil doldurur...
akla zarar o yollarda gittiğin yer
har doldurur...
Ne vakit hazirana düşe görse mayıs
seni bi gitmek alıyor...
bundan olaki sevemedim haziranı
yüreğin daha bi vuruyor sesine...
gülüşün hüzne uzanmış
365 günden gebe...
Ağaçların dallarına yer ettiği an kuytular..
Ipin kalleşliğiyle kardeşti ömrün...
ve bir selamında celladın bin hayattan gidiyorum. ..
dinle bak arşa uzanan ağıt sesleri...
en incesinden stran biliyorum...
baba ocağında aş...
Böldüğünüz ekmek değil
Çaldığınız gönül değil
Sarayınız halkın değil
helal etmiyorum
Bildik aç ile toku




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!