Ey beni benden iyi bilen; işte yine Sana geldim..
Arlanmadan, utanmadan, çekinmeden, işte yine kapına geldim.
Ben gibisini kabul etmez, kovar demedim..
Şu gecenin bir yarısında
Bu evin duvarlarını yumruklamak
Şu kadîm Istanbulun semâlarına
Âvâzım çıktığı kadar haykırmak varmış.
Kelimeleri kalbin tınısına göre harmanlamak
Kalpten kopan çığlıkları gözpınarlarına misâfir etmek
aynada Gül bülbüle bir güldü
kelimesi bile bülbülün harf harf döküldü
bülbül için O tek bir Gül'dü
aşk emr'in cilvesiydi o dahî güldü
zarf aşk idi mâşuk'sa mazruf bu hikâyede.
Tarih "fi" yi göstermeden önceki cennet-zamanında..
herşey güllük-gülistanlıkken..
Allah'ın gözdesi-gözbebeği-gözünün nuru-habibi-sevgilisi iken..
başını yaslayıp da ağlayabileceğin
omuz olmak vardı serde, ama olmadı.
bakışlarını mıhlayıp da gözlerimin içine
gördüğün okyanusta kaybolmak vardı..
ama olmadı be kömür gözlüm, olmadı! ..
kararsız atılan ok, hedefini bulmadı.
Önce kendimi anlattım uzun uzun
Sonra oturup anlaşılmayı bekledim.
Yıllar geldi geçti ben sabırla beklerken
Beklenti modunda kalmaktan vazgeçtim.
Ve.. sonunda sattım anasını, babasını
Bâzen bir "kuru" teşekkürün,
Bâzen bir "uzun" tefekkürün,
Bâzen de bir "tatlı" tezekkürün
TADINA VARMAKTIR HAYAT! ..
hani "lâ ilâhe! " idi,
hani "illallah! " olacaktı? .
inancın devrimsel akışı
sebâtın renkleriyle dolacaktı!
söylem garazsız ivazsız "hû! " idi;
bir şiir yazmıştım evvel zamân içinde
şiirimde yine ve tabî ki sen vardın
öylesine mazlûm öylesine mahzûn yâr'dın
vuslat bizi kavursa da sen bana hep nâr'dın
önce hayâlimde sıcacık dolaşan silûetinle
ey oğul müdriksen bu dünyâya senden evvel gelmişem..
çok soğuk gecelerde şafağı sensiz beklemişem..
beklerken boş durmamış çalı çırpı derlemişem..
imkansızlık: ataş bulamamış özümü harlandırmışem..
tutuşan yüreğimle köz olmuşem ataşa dönmüşem..
soğuk gecelerin olmasın diye sana ATAŞLAR yakmışem..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!