duyguların en tatlı vuslat ân'ı
fikirlerin ufkusun.
hadi söyle a cânım;
Sen'i kaybeden,
neyi bulsun da kurtulsun? ! ..
Öylece susar kalırsın!
Hemen hiç kimse
Tercüme edemez seni
Anlam yükleyemezler suskunluğuna!
Alışmadıklarısındır
Gerçek doğal olanla
Sen'i bir 'ân' olsun anlayabilsem..
'yokluk'; cehennem olup, yanar kavrulur..
kevn-ü mekân tekrar 'hiç'e savrulur.
bu 'acz-ü garîb' ancak vuslatla durulur.
ben şüpheyi hiç sevmedim, biliyor musun can? !
o yüzden tereddüt yaşadığım şeyi terkettim.
ikilemde kalmalar hep beni sıktı da
sevsem de sevmesem de birini seçtim.
geride kalıntı, artık bırakmadım kayda değer
pişmanlık yaşatacak resimse bile imha ettim.
bir ben bildim, herşeyi bildirdiği için..bir ben!
bir ben aldım, herşeyin rağmına emaneti..bir ben!
bir ben sevdim, ateşe giderken ümitle..bir ben!
bir ben gördüm, Sultanım'ın nazlı bakış akislerini;
yaratılanı rengarenk boyarken ayet ayet..bir ben!
Ey tüm sebepleri halk eden,
SEBEBİM SEN'SİN! .
Ey tüm çaresizlerin çaresi,
TEK ÇAREM SEN'SİN! .
Ey tüm karanlıkları yok eden,
NURUM SEN'SİN! .
Havva, ademe baktıkça aşk adına ne gördü? ..
Kimya'yı yirmilik gelinken öldüren aşkın hangi yüzüydü? ..
Meryem'e aşkın ne'si gösterildi de onca ızdıraba o nazenin haliyle katlandı? ..
Söz; düşmanın bile ağzından çıksa bir anlam ifade eder. Ağızdan çıktıktan sonra bir hüküm ifade eden söz'e değer atfetmeden 'pas' geçerseniz, bedelini -o sözün ağırlığı nisbetinde- siz ve etkileşiminizde olan çevreniz halka halka öder. O yüzden "her düşündüğünü söyleme ama her söylediğini düşün! " demiş Atalarımız.. iyi ki demişler.. hisse çıkarma sırası gelmişken payımıza düşeni almamız lazım bu altın değerindeki birikimden..tabii henüz fırsat varken.. Söz ustaları çıkıp etrafımızı aydınlatmış ve ne idüğümüzü apaçık göstermişler yakın tarihimizde.. oturup yeniden bir söz ustası çıksın da aydınlanalım diye beklemek yerine var olanı tamı tamına değerlendirip İrfan Mirası süzgecinden geçirip bir sonraki neslimize servis etmemiz gerekiyor.. boş durmak anlamsız.. değilse; teknolojinin baş döndürücülüğünün de cazibesiyle hızla tembelleşiyor ve bireyselleşiyoruz.. ihtiyaç duyulan emtia için bile "hurraaaa! " çılgınlığıyla hipermarketlere, eğlence sektörünü coşturmaya koşuyoruz gerçekte ne anlama geldiğini unuttuğumuz ama sadece kelimesinin çıplak anlamına sarıldığımız güncel gelenek tarzlarına.. sadece kısa bir bakışa dikkat çekerek kesiyorum bu uzayıp gidecek olan yazıyı... hani "İki günü birbirine eşit olan hüsrandadır" idi! .. nerde kaldı Kur'an odada asılı duruyor diye sabahlayan kahramanlar mantığı? .. bir dev mirasa sahip çıkma cehd-ü gayreti içinde olduğumuzu tüm dünyaya ilan ile iddia ederken bile yüzsüzleştik.. tarihimizin müstesna zarafet sahnelerinden yüksek şahsiyetler adeta sesleniyor: "bu ne küstahlık! "
bir ışık hüzmesiydim babam zihninde
yeryüzüne kirlenerek yansıdım.
arınmaktı bütün arzu muradım,
bir berrak sinede hem çoğaldım hem tansıdım.
Bugün yine Sana kördüğümüm Ey Sevgili,
tıpkı Ol Rasul (sav) gibi.
Bugün yine Seni seviyorum Ey Sevgili,
tıpkı ilk günkü gibi.
Bugün yine Sana aşığım Ey Sevgili,
tıpkı her bahar gibi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!