Haziran da doğmak zor
hele sert bir coğrafyanın
yeşil sarı başak zamanında...
çocuk yaşta bir kadının
ağıtsı kabaran
soğuk ter damlalarında doğmak...
Avuçlayamıyorum bakışını
bırakamıyorum artık sonsuzluğuna kendimi
donuyor uykusuzluklarım
zamanı tanıyamıyorum
bu dünkü benmiyim
üçyolda ki dördüncü kişi nerde
gelecek o gün
ey şiir kadınım
aynı zıtlıklarda
yürüyen uzaklıklarımızın
kesişecek yalnızlıkları...
öğreneceğiz
Çok büyüteceğiz bu bahar
sığmayacağımızı sandığımız
yağmurun açtığı patikaları...
hizası olmayan çiçekler olmasak da
rüzgara ıssızlık
okşamalara damak
Seversin diye
Main şehrinden
göçmen emekçilerin terini
bulutların beyazından geçirerek
sana taze çikolata getirdim.
ama sen
Her gece bir şey saklarım
kül kokulu şarabımın
damaksız sığlıklarına
bu gece yalnızlığımı sakladım.
Serhad' ın bu küçük köyünde
Madenlerin yükünü ıslak anılar taşıyordu
güneşlerin gölgeli ışıklarında
çardaksız asmalarda sevişiyorduk.
gecelerin çeyrek vakitlerinde
incir yaprağına yazıyordun
sevdiğimiz şarkıları.
Vahşi kapitalizm mi?
yoksa
yaşamın gerçekliği mi...
yeryüzünün
on bin uzağında
Bu yaz yorgun düşler yaşadım
bir panayırın açılmayan çarkları
parça parça mevsimler
dik yokuşlu yamaçlar
kulaç atamadığım koylar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!