Yolun hasret yolu oldu,
Sevdamız mahkemelik,
Anıların zulüm oldu,
Bu ayrılık davam.
Yalnızım yapayalnız,
Bir yaralı serçe yüreğim
Kanadı kırık
Sapanlanmış buruk
Yalpalıyor uçamaz artık
Düşürmüşler dalından
Ben hiç sensiz kalmadım ki;
Sensizliği bilemem.
Yokluğunu düşünmek mi?
Düşünmeye bile dayanamam…
Ben hep senle varım…
Burası yalnızlar meyhanesi.
Yalnız kalmışların, ayrılanların;
Yalnızlığa, ayrılığa kadehlerin,
Yarım ağızla kaldırıldığı yer.
Masalar yalancı süslenmiş mezelerle.
Hayat bir kıvılcıma benzer,
Bir anda sönüverir, ya da;
Bir anda barut olur, parlayıverir,
Bazen söndürmeye çalışırsın,
Hükmedemezsin o kıvılcım parçasına,
bir güvercin kanadında takılı
beyaz barış
senle anlamsız küslüğümüz
nedeni bilinmeyen
dönüşsüz gidişimiz
inatla
Kanla sulanmış toprak bulduk atamızdan
Yarattık kendimizi vatanımızdan
Sulandık, yeşerdik doğadan
Vatan bizim anamız
Vazgeçer mi evlat anasından
yalanmış meğer geçilen zaman
pişmanlığın var mı diye sorsalar
dönsem baksam geriye
isyanım olsa da
pişmanım diyemem.
Ben Türk Bahriyelisiyim!
Hürriyetime bağlıyım,
Leventlerin levendiyim,
Bağlılık yemini etmiş,
Barbaros’un torunu,
Dalgalar beyaz ibrişimden
Gipür dantel sanki
Sakinleri, gümüş gri siyah
Pulları abiye balıklar…
Rıhtımda ki tekneler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!