Mehmetler;
Sırlara sardı hayat denen çileyi
Üstüne bir de yorgan çekti
Başının altında yastık umutlar
Kara bir gece ziyan sonsuzluklar
Çaresizlik değilmidir?
Önüne set gibi çekilen
Yollarını bağlayıp
Yanlış karar aldıran
Dost değil karşına çıkan
Türkün şerefi
Türkün namusu
Şehidimin kandaşı
Milletimin ışığı
Yoluna nice şehit verdiğim
dur gitme diyemediysem
gururuma yenildim
sen gittin haklısın
bedelini ağır ödedim
bilesin…
Ümitsiz bir aşkı yaşatabilmek,
Yüreğinde hissederek acıyı
Bir bedel ödeyerek geçirmekse,
Ömrümün kalanında o bedeli,
Razıyım ödeyerek geçirmeye.
Ben ne prangalar eskittim
Kederlerimi hoyratça döverek
Ne günler gördüm zor..!
Dik durdum eğilmedim.!
Yürekli yılmadan baş koydum başarıya
Gözyaşımın pınarı
Sensin ey sevgili
Her bir damlanın sırrı
Sende saklı sevgili
Duygularım sana aktı
Ben senden öğrendim ey yar,
Yanmayı gönülden yanmayı,
Hayat bende tamam şimdi,
Ey gönül âşık gönül, divane gönül,
Senden öğrendim gönülden sevmeyi,
“Dilin kemiği yok” diye söylenmemiş boşa
İnsanız doğamızda var işi sürmek yokuşa
Ne geçerse elimize zaman kaybından başka
Birbirimizi üzmek için konuşuruz boşu boşuna..
Sevmeliyiz birbirimizi
İçimde bir sen var canımın acıdığı, örtmeye çabaladığım.
İstiridyenin etinin arasında sıkışan bir kum tanesi san ki;
Atmaya çabalayıp atamadığım, ellerim yok gibi.
Çekip alıp savuramadığım, debelendiğim.
Çıkarmaya uğraştıkça iyice yer edip, büyüyen çıkaramadığım.
Kabuğumu açtıkça yokladıkça, bakmaya korktuğum!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!