bu ülkede ne kadar çok dönek var. bu zaman diliminde bu kadar dönekliği bu topraklar nasıl kaldırıyor anlamak mümkün değil.
bu dönekleri döneklikleri, hainlik ten daha öte. adama telefon ediyorsun tatilde olduğunu söylüyor. bu adam güya en sağlam millet vekillerinden biri. öyle ki adamın meclis konuşmalarına bakınca alkış tutuyorsunuz.
adam, güya demokrasi uğruna bitmiş seçimleri siirt'te iptale onay veriyor, şimdi de bu adamı cumhurbaşkanlığı yolunda rahat yürümenin yolunu açıyor.
bunlara artık dönek değil de dümbelek demek daha doğru.
Kaybettik
Dalgalar boyu anılarımızı
Öyle baharlarda kaldı ki
Ağrılarımızı
Acımasızlığı,
Tattık dedi
Dil.
Kuşkanadının kırıklığınca çaresiz,
Beyin içinde düşünce,
Düşünce,
DİYET
Gözlerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki gözünüzle bakarsınız,
iki kurnaz, iki hayın, ve zeytini yağlı iki gözünüzle bakarsınız kürsüden Meclis'e kibirli kibirli ve topraklarına çiftliklerinizin ve çek defterinize. Ellerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki elinizle okşarsınız,
iki tombul,
Ben
Utandı
Benliğinden
Yıkıldı beynim içinde en güzel yapılar
Dağılmış harmana döndü
Ruhum
dağıtmak.
başbakan dağıtıyor. bakan dağıtıyor. bir ülke düşünün ki, bakan ve başbakanı dağıtıyor. peki bunlar ne dağıtır. niye dağıtır. bu adamların görevi dağıtmak mıdır.? bu dağıtmanın maliyeti ve bu dağıtmaların boyutu nedir.? hem bu dağıtmalar yasal mıdır. eğer bu ülke bir hukuk devleti ise, bakanın, başbakanın dağıtıklarının yasal bir çerçeveye oturtulması gerekmez mi.? bir bakan düşünün ki cebinden çıkardığı tomar tomar 50 tl'lik banknotları, adam başı bir adet olmak üzre yanındaki gölgelerine dağıttırmak ta, camii önünde önüne çıkan hasta bir yurttaşa cebinden para çıkarıp vermek gibi bir ilahlığa soyunmakta "daha ne istiyorsun" diye de parayı kabullenmeyen onurlu vatandaşın davranışını da anlamamakta, hayretler içinde kendi onursuzluğunu vatandaşa bulaştıramamanın sıkıntısını suratının her mimiğine yansıtmaktan çekinmemekte. bir başbakan ki, avuçlarına aldığı bir kutuyu köpeklere yem atar gibi vatandaşların üstüne üstüne atmakta... bunu anlamak bir yana, buna bir anlam kazandırmak o kadar zor ki. bu ülke insanları ki (Çanakkale kahramanı Seyit Onbaşı) hak etmedikleri değere değer bile vermezken, bu ülke insanlarını dilenci haline sokmak ve bunu pervasızca haberlere servis etmek ne büyük bir edepsizliktir. ülke tarımını bile bile yok edenler, emperyalizme enteğre olmuş ahlaksız sermaye ile ülkenin tüm kaynaklarını dış güçlere peşkeş çekmekten kaçınmamakta, bunun uygulana bilirliğini sağlamak için 1970'li yıllardan beri eğitim modelleri gittikçe kalitesiz leştirilerek, burada da toplumu sömürme ve bireyi kişiliksizleştirme politikaları uygulanmaktadır. ve de ne yazık ki bunda da, bu vatana ihanetle görevli (vatansız) hainler başarılı bir grafik sergilemekte. bir cumhurbaşkanı düşünün ki, "ben ne yapa bilirim" diyor.
denecek bi şey kalmadı.
az kaldı
zamanı çoğaltmaya
senden önce zaman yoktu ki
yaşadığımın da farkında değildim
bir yalnızlık yaftası boynumda
dolanıyordum etrafta
dur gitme
nere gidiyorsun
güneş batıyor ufuklarda
bir buruk şarkı çalıyor plaklarda
kutlarım hayatın acı acayip yönleri çok duyarlı kaleme sağlık. rabbim rezillikten ırak eylesin P:PEHLİVAN
kutlarım güzel anlamlı bir şiir okudum tam puan ben PERİHAN PEHLİVAN her yorumda başka ad çıkıyor az önce başka şiirlere yorum yaptım sizin isminiz çıktı şimdi size yorum yapıyorum bu seferde başkasının ismini görüyorum on günü aşkın antoloji bu işi düzeltemedi.
anlamlı olmuş. sevgive ayrılık güzel vurgulanmış. kaleme sağlık.Perihan Pehlivan.