Sus artık hüzün,
Sus!
Hani kabul edecektin benimle
Olduğum gibi yaşamayı
Hani zulümle restleşip
Sevdaya dik duracaktık…!
Bir kara gün daha koydum
Koynumun beşiğine
Sana hasret günlerimin
Ölümcül gecesinden
Ellerimi şakağıma dayadım
Geceyi koluma taktım
Bendeki seni arıyorum
Peşindeyim can…
Verdiğin adres
Ölgün bir şehrin
İkindi çıkmazı hasretime
Güz sarısı ile
Akşam kırmızısı karıştırdım
Gelsen de
Gelmesen de
Bendesin.
Ey değirmenci dayı!
Saman altından yürüttüğün sulardan
Sanmaki
Ebediyen döner bu değirmenin çarkı...
Hakkının hakkını yükleyipte canını yaktığın eşek
Bilesinki
Hatırlasana,
Soğuk bir güz mevsimiydi hani
Camlarda yağmur sepkeni
Sokaklarda
Sarı sağanak sancılar
Oysa biz
Tutamadım yar!
Bir yaprak daha düştü
Ömür ağacımdan
Şimdi kuş uçmaz
Kervan geçmez sevda patikalarımdan.
Hani
Bir dilek tutsam diyorum
O yaşanan yıllara
Döner mi geriye bilmem ki
Mesela,
Yine göçebe kadınlar geçseydi sokağımızdan
Gizleyip esmer gülüşlere yoksul akşamlarını
Belki sana;
Uzak dur benden
Yada,
Defol git demeliydim
Defollardan,
Sicim gibi yağmalıydım üstüne
Gözün,
Kör olmasaydı be aşk! ! !
Keşke görebilseydin beni
Şair,
Şiir,
Yanmışım da
Kimin umrunda...
Yüreğinize sağlık