Ben seni getirtim sen gelme artık
Dün gece düşümün kanadında
Yıldızları Kıskanıp
Gökyüzünü ellerimle kapattım
Şimdi,mahpusundasın yüreğimin
Fırlatırım kimi zaman
Ağız dolusu sövgülerimi
Nerede ne kadar kahpelik varsa
Kimi zaman,
Bir sevda dolaşır başımda
Geçiyorum tespih ağaçlarından bir bir
Başıma sağarak gölegelerini
Kaldırımlarda
Unutulmuş heceleri
Aşka dair sözlerin
Attığım her adımda
Sana sürgün
Düş çiçeklerim
Her akşam
Ufkunda filizlenirdi o asil sevdanın
Bağlanmıştım…
An gelir, oturursun bir başına
Begonya yanaklı bir pencerede
Gençliğin geçer gözünün kavşağından
Art arda mevsimler geçer
Çimen yeşili
Alev kızılı
Öyle bir gel ki,
Ömrünün en zor işi olsun
Seni unutmak.
Ne bir daha seni rüzgarlardan sorayım
Ne çıkıp dağlara
Adını haykırayım
Yine sevdanın ayak sesleri
Çalıyor kapısı yüreğimin
Açsan dert açmasan dert
Zaten,
Her sevda deli bir fişek
İçinde yüreğimin...
Gidiyor sevda türküm
Gidiyor yürek yangınım şehir şehir
Yaprağım,dikenim,yaban gülüm
Gidiyor dördüncü vagonun son penceresinde
Elleri şakağında
Gidiyor özğürlüğüm
Hergün aynı sabahı paylaştık
Aynı köşeden gazete alıp
Aynı durağı bekledik
Sen, ne zaman başını yere eğsen
Ben gizlice sana dönerdim
Üstünde ne varsa
İki kuş alsam diyorum
Şu ağaçlardan
Boyasam kızıla sarıya
Süslesem gagalarını
Bir hercaiden
Kanatları gök kuşağı
Gözün,
Kör olmasaydı be aşk! ! !
Keşke görebilseydin beni
Şair,
Şiir,
Yanmışım da
Kimin umrunda...
Yüreğinize sağlık