Bölük bölük Türkistan
Gönlümün zirvesinde oturur
İlerisinde dünyanın damı Kemir durur
Uzanır Çinlinin silahı Uyguru vurur
İsdibdatın namlusu ölüm kusarken
Varılmaz hayallerin peşinde koşan
Bir ürkek ceylan gibiyim
Uykulu yağmurlarla uyanıp coşan
Deli karanlık heylan gibiyim
Üstümden yeşil yorganı alıp
Şu kalbimdeki buzu
Erittin ateşinle
Gel bana kuzu kuzu
Gönül sesini dinle..
Gel gör ki o yerleri
Ne gördün ne göreceksin
Fakat bu uğurda bu ülkü için
Ya öldün ya öleceksin
Bir dava ki o kadar ağır o kadar yüce
Sen benim esir kuşum
Sen benim sevdiceğim
Sana aşık olmuşum
Ugrunda öleceğim
Mevsim kış olsada
Çok severdim eskiden seni
Şimdi aramıza buz dağları girdi
Soğuk duygusuz asık bir surat
Duvarların demir ağları girdi
Eskiden gülen sıcak gözlerin
Ey gecenin karanlığı
Sakla ki kirleri çirkinliği
Gözüm görmesin, görmesiin gözüm
Çirkinliklerden yılmadan
Daha gür çıksın sesim sözüm
Kimse görmeden bu karanlıkta
Ah ey ömrüm
Geldin de geçiyorsun
Burada vaktin doldu
Yakında göçüyorsun
Bırakmadın dünyada
Dar kalıplara sıkışıp kaldık
Ellerimi uzatsam sınıra değer
Belkide fanusumu kırarım
Başımı göklere kaldırsam eğer
Sınır taşlarından engelleri var
Halbuki ne kadar deli doluyduk
Sanırdık dünya avuçlarımızda
Üflesek mevsimleri değiştirirdik
Ancak kar yağdı saçlarımıza
Bizler ki Tanrının deli kuluyduk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!