Ah ey Gökbayrak
Göklerin temsilcisi
Göklere sığmayan bayrak
Ankara sincanında özgür
Çinin sincanın da doğmayan bayrak
Hayal ile gerçeği
Birbirinden ayıran
Bir ince tüldür inan
Ve o tülü yırtarak
Geçmek mümkündür her an
Sana varmadan biterse ömür
Vucudumu dağlasın kızgın bir demir
Ateşe atsınlar olayım kömür
Mor menekşem neredesin gel gayri
Bak sensiz buraları çok ıssız
Güvercin bakışlım
Keklik sekişlim
Şakıyor bülbüller gibi
Ben onu gözüm kapalı
Kokusundan tanırım
Bu gönlümü sana verdim
Alırmısın almazmısın?
Bak işte önüne serdim
Çalırmısın çalmazmısın?
Arzumuda bile bile
Delerek karanlığın zarını
Ufka bir demet ışık astık
Uyurken katranlı gecelerde
Zulme olmadık yastık
Mum olduk zaman zaman
Bundan böyle şiirimsin dilimde
Hece hece kağıtlara düşecek
Sen yok isen kalemde yok elimde
Yokluğunda ağıtlara düşecek
Gülüşünle bahşeylersin hayatı
Seni hep uzaktan sevdim
Kokunu rüzğarlar taşırdı bana
Bildim bileli ben hep böyleydim
Seni korumak, susmak yakışırdı bana.
Bir hayal gibiydi pencerende
Bulutların ordusu toplandığında
Gel kulagıma birşeyler fısılda
Şimşeklerin parlayıcı çağında
Birşeyler hatırlat bu son fasılda
Kanıma gir bu son dem olsada
Kral öldü dediler krallık ölmediki
Kral öldü ise yaşasın kral
Yine kan emiciler körüler tutmuş
Paşamız öldüyse paşasın kral
Üç it ürür dördü beşli toplanır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!