Savaş Barha Şiirleri - Şair Savaş Barha

Savaş Barha

Ne olacak benim
bu içimdeki derdim,
içime sığmayan kederim?

Mayın tarlasından beter
bu şehrin sınırlarını aşıp

Devamını Oku
Savaş Barha

Kederliyim
bu gece.

Buna sebep
biraz sen,
biraz havalar,

Devamını Oku
Savaş Barha

Bir kelebek ellerime konsa,
Bin yıllık heykele döner bedenim.
Üç günlük bir kelebek aşkına,
Bir ömrü feda eder yüreğim.


Devamını Oku
Savaş Barha

Derin, zifiri çukurlara düşüyor gibisin.

Yüzünde geceden kalma bir hüzün var.

Devir etrafındaki kurumuş ağaçları.
Yeni fidanlara yer aç bahçende.

Devamını Oku
Savaş Barha

Şemsiyem kırıldı. Yağmur yiyorum, sırılsıklamım. Rüzgârdan kaçamıyor, üşüyorum. Alnımdan yanağıma düşüyor yağmur taneleri, gözyaşlarıma karışıyor. Parmak uçlarım sızlıyor, üşüyorum. Arkamdan usulca sokulup ellerimi tutmanı düşleyip yürüyorum. Kaldırımlar ıslak, yollar ıslak, duvarlar ıslak, ağaçlar ıslak, nefesler ıslak, bedenler ıslak, gözler ıslak. Sırılsıklamım.

Devamını Oku
Savaş Barha

Sen gibi bakan kelimelere,
yanakların gibi sıcak anlamlar yükledim.

Sen kokan cümlelerle,
yüzün gibi beyaz şiirler yazdım.

Devamını Oku
Savaş Barha

Mevsim kış.
Karlar yağacak her yana.

Kar yağınca
sen gibi parlayacak her yer.

Devamını Oku
Savaş Barha

Daha demincek şuradaydın, yanı başımda.
Avucumu ısıtıyordu ellerin, cennetimdin.
Kar taneleri ışıl ışıl parlıyordu, ölümsüzdük.
Caddeleri baştan sona dolandık, mutluyduk.

Şimdi yoksun; ellerim, gözlerim seni arıyor.

Devamını Oku
Savaş Barha

Dil susarsa;
umut tükenir,
hayaller söner,
gelecek gelmez,
giden dönmez,
boyun bükülür,

Devamını Oku
Savaş Barha

Gökyüzü yine kızıla döndü. Gözlerimdeki yaşlarla kederlenip kan ağlıyordu sanki. Oysa dünden hiç haberi yoktu. Aylar aylar sonra bir dilberin gözleri gözlerime değmişti. Mutluluktan ağlıyordum. Mutluluk gözyaşları gözlerimi kanatmıştı. Onu görüp ona kavuşamamanın burukluğu vardı elbet içimde, lakin onu görünce yaşadığım sevinç, gözlerimin içine içine bakıp 'merhaba' deyişi, seni seviyorum dediğimde yine gözlerimin içine içine bakıp o unutulmaz gülüşüyle 'bende' demesi, yanından ayrılana dek gözlerini bir an olsun gözlerimden ayırmaması dizlerimin bağını çözmüştü. Kalbim, heyecandan yerinden çıkacak gibiydi. Ayaklarım, ellerim, sesim titriyordu. Kalp atışlarımızı karşılıklı duyar gibiydik.

Gökyüzü yine kızıla döndü. Birbirini bu kadar sevip kavuşamayan âşıkların birbirini görünce hâlâ ilk günkü duyguları yaşamalarına şahit olmayı kaldıramamıştı. Gökyüzünün de gözleri kan çanağı gibiydi. Ama o da bu muazzam duygulara ortak olmak istercesine hemen maviye dönmüş, en maviş gülümsemesiyle mavi mavi esiyordu. Mevsim sonbahar olmasına rağmen yaz havası hakimdi sokakta, ilkbahar kokusu esiyordu her yanda, kızıl yapraklar gülüşüyordu yeşil karton çantada.

Gökyüzü yine kızıla döndü. Dilber arkasını dönüp içeri girince mavilik kayboldu. Shakespeare'den alıntılar yapılacak kadar büyük bir matem çökmüştü sokağa. Kızıl yapraklar susmuş, yine kan ağlıyordu yürek. Dizlerimin bağı çözülünce düşmemek için yaslandığım demir korkuluğun soğukluğunu hissetmeye başlamıştım. İçim ürperiyordu.

Devamını Oku