SANAT ŞİİRLERİ

SANAT ŞİİRLERİ

Fikret Gürsoy

Bir yiğit gördüm ki, yüreği aslan gibi, adı ise Osman Yağmurdereli
Dağlarda, eşkıyaların hep soyunu tüketir, bunların adı ise mavi bereli
Günümüzde nedense? Dostluklar maalesef sona erdi, halıyı yere sereli
Sanat dünyasında, duruşuyla gönülleri fetih etti, Osman Yağmurdereli

Osman Yağmur dereli, kanserle savaşmadı, onun esas savaşı, haksızlıklara karşıydı
Türkiye Büyük Millet Meclisinde, halkını onurla temsil etti, O, hırsızlara karşıydı
..

Devamını Oku
Durdu Şahin

*Hocam okuyucularımıza kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

1943 yılında Samsun'un Çarşamba ilçesine bağlı Ustacalı köyünde doğdum. İlkokulu da burada bitirdim. 1955-1956 öğretim yılında imtihanla Lâdik-Akpınar İlköğretmen Okulu'na kabul edildim. Bu okulda beş yıl okuduktan sonra Ankara Yüksek Öğretmen Okulu hazırlık lisesine seçildim(1961) ve liseyi burada bitirdim(1962) . Haziran 1966 döneminde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'ndan mezun oldum.

1966 yılından başlamak üzere çeşitli lise, öğretmen okulu, eğitim enstitüsü ve yüksek öğretmen okullarında edebiyat öğretmenliği yaptım, değişik kademelerde idarecilik görevlerinde bulundum.

1982 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde öğretim görevlisi oldum. Bu görevde iken, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde master derecesi aldıktan sonra, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nden de 'Yeni Türk Edebiyatı' dalında doktor unvanı aldım.(18 Kasım 1987)
..

Devamını Oku
Furkan Selçuk Soylu

San'at denilen mefhûm, madde ya da taş değil
O ruhun ihtiyacı, aç mîdeye aş değil

Kasım/2016
..

Devamını Oku
Hikmet Uzun

Bin kez baksa da gözler,bir küçük hata bulamaz.
Bu ne sanat-ı hikmettir,devri deveran ediyor.
İsteyen arasın,senden gayrıyı kat'a bulamaz.
Vird olmuş ismin dillerde cevli cevelan ediyor.
..

Devamını Oku
Hüseyin Avdic

Sana Savaş Açmışlar

Yüklen hemen; bilim, sanat ve birlik silahlarını; savaş var, savaş var!
Fakirlik, cahillik ve bölücülük düşmanları; sana savaş açmışlar.

Berlin, 8 Eylül 2010.
..

Devamını Oku
Adem Armağan

Cuma akşamları şairler şiir okuyor,
Kayseri güzeldir, kültürle, sanat kokuyor,
"Yoğunburç Kültür Evi"ozanlar otağıdır.
Şuara burada sakarya olmuş akıyor.
..

Devamını Oku
Reyhan Tataroğlu

el-Musavvir
Hayran oldum gördüklerime,inceden ince bir sanat
Görmediklerim nedir ki? ! ! ...ey! ruhum sen anlat
..

Devamını Oku
Şerif Erginbay

Kendileri farkında olarak ya da olmayarak, bilerek ya da bilmeyerek sanattan, edebiyattan, şiirden, şair ve yazarlardan beslenen sanat erbabı, yöneticileri, moderatörleri canları sıkıldığında, egoları okşanmadığında tırnaklarını çıkarıp birkaç tuşa basarak vandallıklarını göstermekte hiç duraksamazlar.

Vandalistler için önemli olan obur iştahlarının önüne sürekli gelmesi gereken ürünlerdir. Yazarlardan, şairlerden beklentileri budur. Gelen ürünlerin niteliği onları çok fazla ilgilendirmez. Bir yandan sisteme karşı çıkar gibi görünüp, öte yandan tüketim toplumunun birebir izdüşümü olan “durmadan tüketilip atılması gereken ürünler” olarak kabullenirler sanatsal yaratıları.

Bir yazarın, şairin birkaç ay suskun kalması affedilmezdir. Vandalistin iştahla beklediği mezelerin ardı kesilmiştir. Haddi bildirilir hemen, birkaç tuşa basarak. Savaşlara, yoksulluğa, adaletsizliğe, sömürüye karşı mücadelenin bayrağını en yüksekte tutar gibi görünen Post-Modern Vandal, bütün bu kötülüklerin sürmesi için tüketim toplumunun çarklarını yağlayan “tık”ların tıkır tıkır tıklamasından öte bir şey düşünmez. Aylarca, yıllarca göklere çıkardığı, yücelttiği şairini yazarını on saniyede çöpe atarken duyduğu hazla tatmin olur.
..

Devamını Oku
Zikrettin Karaca

Şairin Günlüğünden..(şairce Düşüncelerim)


Yer yüzünde insan topluluklarının millet halinde,
yaşamalarını sürdürmekte olduğu tarihi bir gerçektir.

Her insan kendi varlığını sürdürmek için devamlı çalışmak,üretmek,insanlarını mutlu kılmak için yaşar.bu çalışma azmi eğer kutlu bir kaynaktan beslen messe,o
..

Devamını Oku
Erdal Ceyhan

7.YARATICILIK:

Yaratıcı şair, en üst mertebedeki şairdir. Onunla artık kimse aşık atamaz. Dili son derece kendine özgün biçimde kullanır. Aslında dille adeta oynar. Onu eğer büker, yeni sözcükler yapar. Adeta dil onun oyuncağıdır. Dilden korkmaz, kimseden korkmaz.

Böyle bir usta olan, şiirinin temelinde insana ve insan hayatına saygı yatan Dağlarca, bu yüzden hiç bir edebî akım ve kişiden etkilenmeden kendi kozasını ördü; “Türkçem benim ses bayrağım,” derken, dili adeta yeniden yarattı.

Onun sanat anlayışını şu cümlesi özetler:“Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir.”
..

Devamını Oku
Mustafa Atik

Ne zaman ki çevreme baktım, o zaman çehremi gördüm.
Anladım, meğer sanatmış görmek...
Hatam olmasın deyu, dört bir yana bent ördüm.
Dediler, asıl sanat kendini bilmek! ! !
..

Devamını Oku
Hüseyin Evcil

Kadın; mükemmel fiziğiyle, mükemmel ölçüleriyle, galerideki bir sanat eseri gibi durmakta... Aklıyla, ruhuyla; uzaktaki sevgilisine kilitli. Ayrı mekanlarda nefes almanın durgunluğu, oturuşundan kolayca anlaşılıyor. Belki de dün gece telefonda, yine istemeyerek tartıştılar. Tartışma, uzadıkça uzadı. Aslında hiç gereği yoktu yaşanan sıkıntıları abartmanın ama yolunda gitmeyen şeyleri konuşmamak, rol yapmak olurdu. Zaten toplum adı altında bir grup canavar onlara mutlaka ulaşıyor ve öfkeyle, vahşice saldırıyordu. Yıldızlara sığınmak isteyen genç gece bulutlarının bile işkencelerde törpülendiklerini hissetmekten yorgundu ikisi de. Geçmeyen tuhaf bir yorgunluk... Oysa yaşamak, mutlu olmak, herkesten önce onların hakkı sayılabilirdi. Savaşa katılsalar; ölümsüz aşkları, çok şeyi susturabilir, çok şeyi de kökten değiştirebilirdi. Son günlerde ağlamıyor, sadece bekliyordu göğü kucaklayan onur anıtı gibi... Beklemek zordu, ama zoru başarabilirdi. Çünkü, içinin doğal mimarisi, doğal estetiği, dış çizgileri kadar olağanüstü güzeldi. Işıl ışıldı ... Yetenekliydi. Yazıyordu ayrıca. Her yazdığı eserde; yaşama dair, ölüme dair ağır renkler bulunurdu. Titrerdi, uçardı, sevgilisinde sevgisini çoğaltırken. Aynı yörüngede demirlemişlerdi. Bu bütünlük; psikolojik, metafizik açılardan yorumlanamayacak kadar çok boyutluydu. Hafif yorgundu yüreği. Zaman zaman salonda geçmişiyle baş başa kalmayı tercih ediyordu, altın çağındaki fırtınaları sorgulamaksızın. Dünyasını, bedenini daha güçlü sevmesi gerektiğine inanarak, içindeki boşluğu böylece yenebiliyor, yaşamının günden güne anlam kazandığından emin olabiliyordu. Beğenildiğini, sevildiğini, seçildiğini biliyordu. Genel yapısında bazı belirgin özellikler vardı; Zengin mimik - içten gelen ateş - gizlenmiş sinirlilik - hissettiği her şeyi gövdesiyle dile getirebilme - pozitif enerji - özgün dalış ...
..

Devamını Oku
Mustafa İleri

Fikir sanat ise eğer
Dinleyip kara vermek
Becere bilirse ustalıktır



18.09.2015.Şarköy
..

Devamını Oku
Recep Kara

Bu sözleri sana ithaf ediyorum sevgili…
Senin en sevdiğin sanat şiirle yazıyorum.
Ama senin sevdiğin gibi ölçülü olmadı şiirim;
Çünkü ben seni ölçüsüz sevdim.
..

Devamını Oku
Baybars Bilim

bu dudaklar bir çiçek
bense bal yolunda koşan bir arı
öpmek benim için zaanat, mahrifet olacak
senin için ise öpülmek bir sanat, şaheser olacak
..

Devamını Oku
Hüseyin Avdic

Akılsızlar Sanattan Ne Anlar?

Atomlar yapmadı, atomlarla yapıldı varlıklar ve onlardaki sanatlar.
Sanat, 'Sanatkâr'dan çıkar, bilgisiz ve akılsızlar sanattan ne anlar?

Berlin, 13 Şubat 2009.
..

Devamını Oku
Hüseyin Avdic

İnsansan

Eşsiz Allah'ın en büyük sanat eseridir insan.
'Kimin' eseri olduğunu bil ey insan, insansan!

Berlin, 4 Eylül 2010.
..

Devamını Oku
Hüseyin Avdic

Üç Düşmana Karşı

Toplumlar için bil; fakirlik, cahillik ve bölünmedir en büyük düşman.
Bu üç düşmana karşı; bilim, sanat ve birlikle savaşmalıdır insan.

Berlin, 8 Eylül 2010.
..

Devamını Oku
Nizamettin Özel

Resim sergisindeyim, duvara asılı çırılçıplak bir fotoğraf;
Benim garibime giden, bunu sanat diye sunmaları, tuhaf! ! !

(çıplak kadın resimlerinin, sanaat adına pazarlanmasına son derece karşıyım..)



..

Devamını Oku
Meziyet Ak

Hep güzel bakmak istedim,bana küskün yaşama,
Ürettim değer bilmedin,gündüz döndü akşama,
Baharım kış olacaksa,nasıl yaşayacağım,
Bu dünya hep kıracaksa,neye bağlanacağım.

Eserler bırakmam lazım,iyi anılmak için,
Bu deryayı harcayamam, dememeliler hiçsin.
..

Devamını Oku