Sus ne olur gönlüm,
hiç konuşma!
Zaten seni dinleyen de yok
Bırak insanlar zorlamaya devam etsin,
ardında hiç kimsenin olmadığı kapıları.
Sen de artık hiçbir kapının
Sütten ağzı yanan yiğit
iç çeker,
genzine kaçar yoğurt.
"Her yiğidin aslında bir dayak yiyişi vardır"
sevdiğinden.
Upuzun bir yolun başındayım
Başımın üzerinde yemyeşil ağaç yaprakları
Yol kenarında çiçekler ve taze bahar kokuları
Bir rüyadan uyanmış gibi
Biraz üzgün, biraz da u/mutluyum
Uykum neredesin?
Bir foton parçası gibi
ardında ince bir hüzün bırakarak
gecenin karanlığında kayboluyor gözlerim
ve ben bekliyorum
Unutsam bu yorgunluğu,
mutsuzluğu.
Yürüsem sana doğru
Uzansam gözlerinin kıyısına
Sesindeki baharı dinlese ruhum
Basit yakınmaları bir kanara bırakıp
Acımın kaynağına iniyorum bu gece
Elimde bir fener
İçimde bir ateş böceği
Sessizlik ise, hiç bu kadar yakışmamıştı inan
Şu garip halimi özetlemek isteyen sözcüklere
Sevgilin mi
İri gözleriyle koynuna sızan gece
Duygusal mesajlar paylaştığın telefon mu
Yoksa yanından hiç ayırmadığın cüzdanın mı ardından ağlayacak
Sen ölünce
Ne kadar yazık ki
İçinde yüzdüğün her neyse
Paylaşamıyorsun tam anlamıyla hiç kimseyle
Oysa ben ne kadar çok istedim
Filmlerdeki figüranlarla rolümü takas etmeyi
Hem yaşam nedir ki
Oltasındayım bir aşkın
ve voltalar atıyor kıyılarımda aklım
Ben kendimden kaçıyorum
yorgun ayaklarım
ve bitmedi hala içimdeki yangın
Yanında derin derin nefes alıp,
tenini okşayan rüzgarı kıskanırdım.
Hatırlıyor musun?
Hani deniz kenarında yürürken,
dalgaların sana dokunmak için yarıştığı o günü.
Sanki güneş hiç bu kadar yakın olmamıştı dünyaya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!