Sonlanabilir tutsak olduğun
doyumsuzluğun:
Yeter ki karşılık bekleme
kendinden bir parça sun
ötekilere.
Bir yürek
bir kürek
toprakla örtülemez;
feda olur binlerce yürek.
Oyun bittiğinde
ne sen,
Tutturdu:
İlle de beyaz!
Seyretseymişim televizyonu,
bilirmişim ki beyaz
yine modaymış bu yaz.
Her yıl yeni bir renk
Sana önem vermek
taşımaktır seni yüreğin gittiği yere:
Kararlı,
bütünleşik
ve özgürce.
Kıskanmaktır seni yazıdan
Uyanırdı her sabah erken.
Sigara ve kül tablasını arar
kontrol ederdi kumruların suyunu:
Ocaktaki bakır cezvede
orta şekerli kahve pişerken.
Uyuttun bizi!
Ben beni bileli,
yanlış ve hileli
simgelerle çeldin aklımızı:
Avuttun bizi!
Özgürdür doğanın dili
Bu Dünyada çok eskiyiz.
Ölüm, yaşamın bedeli
Anlamazsan bir eksiğiz.
Hayallerim birdenbire
Ödünç istemiş çiçeğini gülün;
yakışıp yakışmadığını görmek için kendine.
Hışmına uğramış papatyanın, lalenin, sümbülün;
demişler:
“Bu boyla yakışmaz sana
her şey dengi dengine.”
Us’un
yosun tutmuş namlusunda silahın
kan kokuyor çam.
Çeke çeke çoğalttığın ah’ın
bilesin ki
rüyalarımda bile yol haritam.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!