Bana geceden bahsetme nolur korkutma artık
Günyüzü göster, belki de yeniden canlanır beden
Yeniden kordan yüreğim umutla sana bağlanır
Gelmezsin beni hayal bile etmezsin bilirim
Rüyamda yer etsen ruhuma heyecan verirsin
Heyhat ne gecemden vazgeçersin ne gizinden
Sana haber gönderdim göçmen kuşlarla
Ağızlarında yüreğimden bir parça
Seni anarken yalnızlığımın her anında
Adın ıslanıyor dudaklarımda
Saatler dakikalara yenik düşmüş
buruk sabahların şahı uyan
kaldır artık üstümdeki bulutları
gönlüme beklenen baharı ver
duydur artık ana feryadımı
ben hala memleketimde yalnız
Aşina yüzünden yoksunum nice zamandır
Üstüme doğan güneş hemen batsın istiyorum
Çok uzun geçti zaman, sarstı bu kez firakım
Tutukları bedenim tutulduğum bu kaçıncı ayım
İlk zaman şaşırdım kalınca böyle bir başına
senden sonra sonbaharda
bir vapurun güvertesinde
martılarla dertleşirken
hayallere dalmaktayım
hani bekleştiğimiz iskele
Bir taraf zulüm, bir taraf düğün olmuş
Tulua ermeden önce gece, zifire durmuş
Kan revan götürürken cihanın her bir yanını
Zalimler kahraman, mazlumlar horlanan olmuş
Anaların haykırışı yüreklerde yangın
karanlık geceler vardır, insanı kahreden
ayrılık vardır böyle gecelerin öncesinde
emsalsiz gözyaşları ve hicran her kelime
ve böyle gecelerde bir hüzündür çöken
gözyaşının kuruyup dudakların kilitlendiği
ölüm be beri gel artık
yaklaşta soğusun yürek
dudaklar ki kapansın ebede
ve söylensin o bilinen name
gece soğuk ve keskin
karanlıkta boğuk rengin
kalbim deveran ediyor
sensiz, sessiz eriyor
evlada demeden gidiyorsun
bilsen
hayret ben yine umutlara hasret
her uykuya dalış, bin kahra davet
bir ömre bedel hüsrandır gayret
sevdası zahmet, yokluğu zulümse şayet
düşlerimde gezer sorumsuzca vuslat
Ustad Merhaba,
Müsaade ederseniz, isminize atıfda bulunmak suretiyle , şahsınıza ait aşağıdaki satırları facebook günlüğümde kaleme aldığım serancamımım girişinde kullanıyorumç
"Bir hüzünlü serencam yaşarken minik yüreğim, senelerdir bir yunus misali bazen başını çıkarır bir hayat nefesçik ...