Saklanan güneş Şiiri - Abdullah Ataş

Abdullah Ataş
37

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

Saklanan güneş

Bir tılsım buldu beni asırlar ötesinden,
Zamanın süzgecinden geçti, ruhuma indi...
Benmişim aradığı, kurtuldu kafesinden,
Karabasan misali çöktü üstüme sindi,
Tariften mahrumdu o, ne peri ne de cindi...

Sırrına vakıf olmak haddim değil şüphesiz,
Bildiğim her faili teker teker eledim...
Aklımda binbir soru cevapsız ve süresiz,
Kaçmak kolay olurdu, alışmayı denedim,
Bıraktım akışına, asla olmaz demedim...

Belli ki fazla olan bendim, eksilmeliydim,
Bir kuşun kanadında uçmalıydım göklere...
Belki de yerin kat kat bağrına inmeliydim,
Elveda demeliydim ağır gelen yüklere,
Sonu iyi bilirim, meyil verdim ilklere...

Ufkun penceresinden üstüme doğan güneş,
Artık sıradağların arkasına saklandı...
Onsuz her yer karanlık, sağım solum keşmekeş,
Sanki o muazzam nur bir bana yasaklandı,
Pasla yıkanan gönlüm, çamur ile aklandı!..

Beyhude geçen ömrün, afaki haliyim ben,
Varoluş aleminde yokluğa ışık tuttum...
Maddesel ağırlığım tüy kadardı takriben,
Güya devmişim gibi hep kendimi avuttum,
Bir noktadan ibaret olduğumu unuttum...

Yok hükmünde göründüm, şekilde ve biçimde,
Meğerse ben hiçmişim, bağlanmış basiretim...
Öyle bir an geldi ki saniyeler içinde,
Tüm ömrümün tek güne sığdığını hissettim,
Duvarlarla konuştum, ahvalimden bahsettim...

Abdullah Ataş
Kayıt Tarihi : 22.7.2022 21:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!