Nimeti yalnızca Hakk’tan bil!
Ta ki zikretsin hakkıyla O’nu dil.
Şâir’ül İslâm Yûnus Kokan
Nişan alır gibi sev beni,
Sakın hedeften çıkarma,
Bas tetiğe, vur şiirlerinle!
Tam on ikiden, yüreğimden.
Yâ Vâhid-i Ehad! Yâ Semi’-i Mucîb!
Yâ Hakîm-i Rafi’! Yâ Muizz-i Hakem!
Yâ Hadî-i Mecîd! Yâ Mukaddim-i Şekûr!
Ya şâir denen yıldızlar içinde yap beni bir güneş!
Ya da sıkılsın ellerime sonsuz kurşun-u keleş!
Ya Hakk’a yönelt beşeri mısralarımdan!
Elbette tadacak ölümü her can,
O vakit ki Azrail’in kapına dayandığı an.
Artık bitmiştir batıl olan her zan,
O an konuşur sadece iman.
Cismi büyük,
Fikri küçük,
Çıktı bir adam karşıma,
Dedi: “Ey şâir bana baksana!
Ben kadere inanmıyorum,
Ne anlatsan boşuna.”
Dersin akl-ı beşerden ırak,
İnsan olur önce çırak,
Derim Hak Teâlâ dilerse,
Usta olur bir anda çırak.
Seven kalplere bu hayret ne diye?
Sevmeyenleri odundan say gitsin!
Etti her nebi ümmetine rehberlik,
Peygamber mesleğidir öğretmenlik.
Sabret, gör! Bu sonuç sana özel,
Allah yapar her şeyi en güzel.
Ey nefsim!
Yılan gibi kıvrım kıvrım olup,
Yalanla oynama!
Ok gibi dosdoğru ol,
Hedeften sapma!
Değildir tesettür tarz,
Nass-ı Kur’an ile farz.
bir konu iki dize yedi kelimeyle ancak bu kadar güzel anlatılabilir. yüreğinize sağlık.
bazı şiirleriniz şifreli olduğundan anlayamasamda anladıklarım üzerinden şiirlerinizi beğendiğimi söyleyebilirim.
kaleminize sağlık.