Uzatırız aşktan el,
Olma hakka el!
Olsun be geç gel!
Lakin hakkı seç gel!
Dediler: “Ey Yûnus hakkı söyleyen dokuz köyden kovulmuş!”
Dedim: “Hakkı söyledikten sonra dokuz bin köyden kovulsam da ne olmuş?”
Bir dava ki var mı kâinatta bundan daha büyük?
Sanma ki İslâm’ı tebliğ etmek bize ağır bir yük.
Şın Sin’i geçer üç nokta ile,
Hakk iyileri seçer hikmet ile.
Anarım, ağlarım
Ağlarım, çağlarım.
Dağdan, taştan sorarım,
Ben Rabbimi ararım.
Hakkıyla tanıyamadım,
İşte ona yanarım.
Hakk nurunu söndürmeye çalışan olur rezil,
Kahhar-ı Müntakim eyler er geç o zalimi zelil.
İsraf etme zamanını,
Sen kalk kıl namazını!
Hakk’tan dile amanını!
Duyar O niyazını,
Ne hoş verir cevabını.
Âşık gözden yaşlar döker,
Yüreğine sevgi eker,
Dili daim Hakk’ı söyler,
O vuslatı aşkla bekler,
Hakk’tan gelen Hakk’a döner.
Haksız yere edilen beddualar sahibine döner,
Ölüm haktır, biz istemesek de bir gün bu hayat söner,
Gel, bırak artık batılı hakka tabi ol, hakkı öner!
Haksızlık
Aksızlıktır,
Akılsızlıktır,
Faniyi bakiye,
Nârı nura tercihtir,
Şüphesiz ki ahmaklıktır.
Değildir tesettür tarz,
Nass-ı Kur’an ile farz.
bir konu iki dize yedi kelimeyle ancak bu kadar güzel anlatılabilir. yüreğinize sağlık.
bazı şiirleriniz şifreli olduğundan anlayamasamda anladıklarım üzerinden şiirlerinizi beğendiğimi söyleyebilirim.
kaleminize sağlık.