Meyletme dünyaya!
Yüz çevirme Mevla’ya!
Gel, gir şu deryaya,
Gül kokan dergâha.
Dalma boş bir hülyaya!
Yağmur bulutu gözüm,
Hakk adında şol özüm,
Gül kokar tebessümüm,
Aşk tadında her sözüm,
Arş katında bülbülüm.
Kimileri gül kokar,
Kimileri gül koklar,
İşte bu yüzdendir,
İnsafsızca atılan oklar.
Terzi değilim; ama sana şiirden eskimez bir elbise biçtim,
Bugün de kadeh kadeh, sindire sindire gül kokulu hasret içtim.
Ağlasan da gülsen de,
Bilsinler ki gül sende.
Hikmet sende, ilim sende,
Bilsinler ki hilim sende.
Şiirim eğer benim gönlümde gülümse,
Ey şiirim, sen de şairine gülümse!
Seni görmeden sana gülümsüyorum,
Sesini yüreğimde özümsüyorum.
Gülüşüm gülüşüne hediye,
Kin, kir yürekten sökülsün diye.
Gülüşüm gülüşüne hediye,
Hikmet dilime dökülsün diye.
Rüzgârı okşar gülüşün,
Yağmuru raks ettirir,
Şimşeğe tekbir dedirir,
Mevsimleri değiştirir gülüşün.
Karanlığa inat güneş gibi gülüşün,
Değildir tesettür tarz,
Nass-ı Kur’an ile farz.
bir konu iki dize yedi kelimeyle ancak bu kadar güzel anlatılabilir. yüreğinize sağlık.
bazı şiirleriniz şifreli olduğundan anlayamasamda anladıklarım üzerinden şiirlerinizi beğendiğimi söyleyebilirim.
kaleminize sağlık.