Sevdana tutuldum yirmi dördümde
Sevdanda kendimi buldum Nurcanım
Volkan gibi gözlerini gördüm de
Türlü hayallere daldım Nurcanım
Aşk yarası saplanırmış derine
Benden bir nasihat istersen eğer
Oku oğul, düşün oğul, yaz oğul
İlminle âmil ol, hikmetle kâmil
Ne kadar okursan yine az oğul
Beden O'nun mülkü, bu can ibâha
Varsa eğer yaşanacak gün daha
Vâde yettiğinde teslim edilir
Bedenin toprağa, rûhun Allah'a
Ebed O'na (s.a.v.) âşık, meftundur ezel
Sevdin mi hiç gönül böyle bir güzel?
Muhammed'di o güzelliğin adı
Kimler o güzele sevdalanmadı?
Yusuf'un (a.s.) aşkından geçen teninden
Tutup parmağını hançerle yardı
Oysa Efendim'in (s.a.v.) güzelliğinden
O hançeri yüreğine saplardı
Ağırladık bir ay sultanımızı
Geçti gitti silinmeyen izlerle
Tekrar çalar diye şu kapımızı
Uğurladık hasret dolu gözlerle
Sanma ki ‘âh’larım isyan derdime
Arzum, Allah’ımı ifhâm derdime
İcâbet inâyet imiş, derkettim
Dostun duâsıdır derman derdime
İnandık Sen ‘Bir’sin ey yüce varlık
Yakışır mı ‘Bir’den hiç büyük olmak?
Sen ‘Bir’ isen düşer bize sıfırlık
Marifet bu: Nefsini sıfırlamak
Gönül, bana kurtuluşu tarif et!
İsyan etme dünya denen kafeste
Bilesin ki ancak asıl mârifet
Tasdîk etmek O'nu (c.c.) en son nefeste
Sinesine düşen her bir fidanda
Ses verdi o toprak inlercesine
Seyrederken medeniyet (!) bir yanda
Şâhit olduk ya Râb binlercesine




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!