Varlığın ne büyük, kudretin âli
Yer ve gökler seni almaz, bildim de
Âlemlere sığmazken ey Sevgili
Etmişim misâfir seni kalbimde
Gönül Yaradanın eviymiş meğer
Dilin söylerse hep hayır söylesin
Namaz kılıp kalp kırıyorsan eğer
Mevla senin namazını neylesin?
Kapılmışız şu dünyanın çarkına
Sanki kara toprak değil yerimiz
Yine bir kez daha vardım farkına
Bir bir ayrılıyor sevdiklerimiz
Dost bildiğim, kalp kıracak ne dedim?
Bunca hakâretli söze ne gerek?
Ne ben Firavun'dan daha şedîdim
Ne de sen Musa'dan daha mübârek
Resule laf attı evlatsız diye
Nesliyle övünen câhil serseri,
O zürriyet emanetti Ali'ye
Çünkü Mevla bahşetmişti Kevser'i
Kevser'i bildin mi, mânâsı nedir?
İbrettir bu mevsim idrak edene
Ölüm sessizliği dokunur tene
Yaşamadan önce ba’sübadelmevt
Bürünür varlıklar beyaz kefene
Şan ve şöhretleri her yeri sardı
Kureyş dendi mi bir itibar vardı
Bu değer Kâbe'nin hizmetindendi
Ah onun Rabbine inansalardı
Allah güven verdi, ülfet ve azık
Dini yalan sayan o kullara bak
Oysa bu din karanlığa ziyâdır
Marifettir yetim, yoksul doyurmak?
Vermek, veren Rabb'e karşı hayâdır
Gâfil olma gönül, yetimi okşa
Şımartsa da kuvvet kralı, şâhı
Hiç yerde kalmadı mazlumun âhı
Dünya cezasını vermese dâhi
Ne güne durur huzûr-u ilâhi?
Tanıdım ömrümde münâfık yüzler
Mü'min sakalında şeytanı gizler
Takkenin altında çaldığı servet
Abdestli ağzında hep yalan sözler




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!