Ömrümüzün sayılı günleri tükenmeden
Yaşanan hâtıralar bir bir sona ermeden
Uzaklaşıp her türlü üzüntüden, dertlerden
Varıp da huzuruna öpsem ayaklarından.
Sen cansın
gönlümde heyecansın.
Gözleri ışık saçan
ürkek bir ceylansın.
Yüzünde bir ilâhî fecir güzelliği var
Gözünün bakışında aşkın özelliği var
Başını taçlandıran ipeksi saçlarınla
Gökten süzülüp gelmiş melek güzelliğin var.
Öksüz gecenin,
yorgun koynunda
fikir çilesi...
Tükenmez düşüncelerin
işkencesi
sensizlik.
Gözü yaşlı bulutlardan
hüzün yağdı İstambul'a.
Sen çıktığından beri yola,
hüzün yağdı İstanbul'a.
Terk edilmişliğin
Kırk kere düşündüm
Kılı kırk yardım
Kırka katladım
Kırk kilometre yol yürüdüm
Kırk saniye
Seni görmek için.
Kalbinin sıcaklığı
gönlünün zarafeti,
rûhunun asâleti
aksetmiş de yüzüne
bir nûrlu güzellik
vermiş özüne.
Ferhat, Şirin için dağları delmiş
Mecnun, Leyla için aklı yitirmiş
Bana da sordular, işte cevabım:
Sevdiğim canımdan kıymetli imiş.
Ne karlı dağları aştım
Ne de ırmaklardan geçtim
Ben yârimden ayrı düştüm
Ağlarım hep zârı zârı.
Gönlümün gamı, tasası
Öldükten sonra sakın rûhuma azap verme
Değmesin vücuduna bir başka erkek eli
Kurşun dök hislerine hiç yanlış bir yol seçme
Düşme başka kollara aşktan olsan da deli.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!