Ömür bahçesinden içeri giren;
Güzel çocuk, güzel çiçek gel dedi.
Çiçek açmış yanakların ağlamış;
Akmasın gözünden yaşlar sil dedi.
Önce bir oyundu oynadığımız;
Gecenin ayazına,
bir buket çiçek düştü.
Uzaklar yakınlaştı,
hayale gerçek düştü.
Masum bakışlarında
erirken cümle canım;
Açtık gönlü yiğitliğin serine,
Bir yara sardı ki,düştü derine,
Acıyı yar ettik, sevda yerine
Yaralarım azar oldu dinmedi.
Açıldıkça gönül açıldı O’na;
Sevgi dillenerek sende beslenir,
Uçsuz bucaksız bir ummansın gözler.
Köroğlu bakar da, Kerem seslenir,
Tarihe mührünü vuransın gözler
İstersen sevgiyi, üretirsin sen,
Bahtımı kaplar gibi,
Ruhuma dolar pembe.
Sabaha yürür güneş,
Lacivert çalar pembe.
Bulutsuz bir derinlik,
Benim gözlerimde perde, tül tül aşka geriliyor;
Yürek yanar, gönül ister, ömür kurban veriliyor.
Bu aşk ki kutsal bilirim, hüzünleri yol etse de;
Aşkla, sevdayla gelirim, bu kalbi köle etse de.
Yollar yola, çağlar çağa bağlanır.
El gönlünde aslan, bende ceylan eğlenir.
Bu aşskımız dilden dile söylenir;
Çağa damga vuran sevdam demlenir;
Benim bu gönlümde ceylan eğlenir
Ben yılların kemendine,
Takılmışım dost dost diye.
Ta Adem’den başlar sevgim,
Yürümüşüm dost dost diye.
Kainata nur saçmışım;
Gözler, gözlerle yarışır.
Işık nurlanır karışır.
Bakış, bakışla sarışır.
Sigaya çeker gözlerin.
Işık ışık titreşir ya,
Duvaklara sığmayan bir güzelin,
Asırlara uzanan güzel saçları gibi.
Izdıraba aşina varlığında her zaman
Ecelin kucağına görkemiyle uzanan
Ululanmış baş gibi çarmıha arzu duyan;
Sen saadet beşiği, son arzu kundağında,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!