Bırak be gülüm, ellerini çekme ellerimden.
Yıkılsın dünya, yalnız ben kalayım altında.
Saçının bir teli bile incinmesin be gülüm;
Yeni bir umutla bak, telli duvaklı günlere.
Islığımda uzayan ağıtlara inat, elerin elimde;
Çıkar yüreğini kafeslerden be gülüm;
Bin bir çiçek ile süslenmiş dört yan,
Baharda çok nazlı kır çiçekleri.
Boyun kırar eda ile naz ile;
Hele bir kırlarda gör çiçekleri.
Kokusu her yandan sarar insanı.
Sen, elim, ayağım, bakan gözlerim,
Sen, dilim, mısraım, akan sözlerim,
Sen, ateş saçanım, küllü közlerim,
Sen gönlümün gurbetisin bildin mi?
Sen, gurbette baca, tüten dumanım,
Geceler uzayıp sardı,
Sen gelmedin uykulara,
Tan gözüktü,saç ağardı,
Çığlar düştü şakaklara.
Sensiz esti seher yeli,
Selam geldi çiçeğimden,
O da beni çok özlemiş.
'-Hasretinden hasta düştüm,
Yastık, döşek yattım.' demiş.
Lokman çare olamazmış;
Dalga döner tersine,
Geldiği yere geri.
Bahar damlaya döner,
Damla deniz doğurur.
Su ve toprak sevişir;
Bir bir peş peşe dün, bugün, yarın gelir;
Deli taylar gibidir, bir gün baharın gelir.
Gençlik zamanıdır bu, iz sürmez, yol dinlemez;
Hep böyle sürer sanma, durgunluk anın gelir.
Çankırı-01.07.2004
Yaktık güneşimizi,
Pırıltılarında kaybolduk;
Serildik güz yapraklarında hayata
Sınırsız arzularda dirilttik umutlarımızı.
Kaybettiklerimiz...
Gözlerim gözlerinde fırtınaya tutuldu;
Bakışlarında yandı, fırınlandı yüreğim.
Sanki pervane bu gün, alevlerden kurtuldu;
Yangın yerinde kaldı, kalp denen kelebeğim.
Akşam geceye köprü, şafak güne yol oldu;
Gel-gitlerde erimişiz sen ve ben;
Kaf Dağı'nın iki yüzünde, iki ayrı diyar.
Ben diyorum: '-Yar bekliyor, durmadan.'
Sen diyorsun: '-Gelmedi! ... Bugün de yar.'
Çankırı-12.04.2004




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!